"أعطاء" - Traduction Arabe en Turc

    • vermek
        
    • vermeyi
        
    • vermekten
        
    Kimseye fazla sevgi vermek mümkün değildir. Open Subtitles ليس من الممكن أن أعطاء أي شخص مودة اكثر من اللازم
    Nesa'ya Goa'uld'dan bağımsız bir şekilde yaşama şansı vermek istemez misin? Open Subtitles حسناً , ألا تريدين أعطاء , نيستا فرصة للعيش بعيداً بحرية عن الجوائولد
    İnsanlara istediklerini vermek. Hayır hayır, ihtiyacı olanı vermek. Open Subtitles أعطاء الناس ما يريدون لا , لا , بل ما يحتاجون
    Başkan Terrill, Hannassey'lere su vermeyi reddedecektir. Open Subtitles الرائد تيريل يرفض أعطاء الماء إلى الهانسيس
    Eğer kendiliğinizden ifade vermeyi reddederseniz bunu yapmaya sizi zorlayabilirim. Open Subtitles إذا رفضتي أعطاء الشهادة من تلقاء نفسك فسأرغمك على أعطاء الشهادة
    Bazen kadınlar erkeklere bonbonlu jöle vermekten hoşlanmaz. Open Subtitles أحياناً الناء لا يروق لهم أعطاء الرجال هذه السكاكر.
    Bir gün kazandığımın yarısını müdürüme vermekten sıkıldım ve ben de bir müdür oldum. Open Subtitles في يوم ما .. تعبت من أعطاء نصف ما أحصل عليه الى الأدارة لذا أصبحت أنا الأدارة
    O sırada ilk katta bilimin kanunlarına aykırı bir yaşam formu bu bilim adamına cevabını vermek üzereydi. Open Subtitles الآن في الطابق الأول شكل من الحياة مخالف لقوانين العلوم على وشك أعطاء العلماء جوابه
    Eğer ona sağlık kredisi vermek isteyen olursa oraya imza atacak. Open Subtitles يمكن لأى ضابط أعطاء أيامه المرضية إلى ضابط آخر.
    Öylesine sorulardan biriydi ama tehlike, en iyi cevabını vermek istiyordu. Open Subtitles لكن دينجر أراد أعطاء أفضل أجاباته
    Emir vermek hoşuna gidiyor, değil mi? Open Subtitles تحب أعطاء الأوامر.. أليس كذلك؟
    Tek yapman gereken, bu haritayi Kanemaru'ya vermek. Open Subtitles كل ماعليك فعله هو أعطاء هذه الخريطة إلى (كانيمارو)؟
    Eğer sorun olmazsa yokluğumda kontrolü Gus Bain'e vermek istiyorum. Open Subtitles أعتقد أنه يمكنني أعطاء الأمر مؤقتاَ لـ (غوس باين) إذا لم تمانع
    Yerlilere rom vermek çılgınlık Henry. Open Subtitles هنري), أنها مجاذفة أعطاء شراب مسكر للهنود )
    Madem liste yapıyorsun, bahşiş vermeyi de ekle. Open Subtitles تستطيعين تعلم كيفيت أعطاء البقشيش ما دمت تضعين القائمة
    Dutch, cidden ateşleme kodlarını bir deliye vermeyi düşünmüyorsun değil mi? Open Subtitles دوتش, انتِ لا تريدين أعطاء هذه الشفرات للمجرمين؟
    Ve onlardan birine iyi bir yuva vermekten daha iyi bir şey düşünemedim. Open Subtitles ولا أستطيع التفكير فى شئ أفضل من هذا باننى قادرة على أعطاء واحد منهم بيت جيد
    Bir dava uğruna can alıp vermekten korktu. Open Subtitles أعطاء وأخذ الحياة لسبب.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus