Ama şunu biliyorum ki gerçekleştirdiğimiz 135 uçuşta, benim de uçtuğum uzay aracında, görevdeki herkesin ölümüyle sonuçlanan iki kaza geçirdik. | TED | لكنّي أعلمُ أنّه في رحلاتِنا ال 135 بالإضافةِ للرحلةِ التي قمتُ بها، لقد تعرّضنا لحادثين أدّوا إلى وفاةِ جميع طاقم المهمّة. |
İlaç kullanmanın senin için bir problem olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه لا مشكلةَ لديك في مسالةِ تناول المخدرات |
Senin talimatınla David Connor'ı öldürdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه قتل ديفيد كونر تنفيذًا لأوامرك |
Bunun kötü gözüktüğünü biliyorum, ama dünyadaki kötülüklere ne kadar çok maruz kalırsan o kadar az acı verir. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه ساخر، لكن بقدرِ ما تتعرّضُ لرعبِ العالم بقدرِ ما تقلّ قابليّتكَ للأذى. و سيصبح في النهاية ضوضاءَ هادئة. |
Bak, gruba zorla girmeye çalışmamam gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي، أعلمُ أنّه ما كان يجب أن أقحم نفسي في المجموعة. |
Espri yapmanın zamanı değil biliyorum, ama süperdi. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه ليس وقتاً للنكات، لكنّه كان ذهباً يا صغيري. |
Senin için kabullenmesinin çok zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ما كانت لتفعل ذلك أعلمُ أنّه يصعبُ عليكَ قبول أنّها كانت تكذب عليك |
biliyorum aramızda bazı anlaşmazlıklar var tatlım, ama bunu düzeltmek istiyorum. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه كانت بيننا بعض الضغينة و لكن يا عزيزتي أود أن أعوض عن هذا |
Çok zor zamanlar geçirdiğini biliyorum, ama ben de çok zor zamanlar geçirdim. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه كان صعباً عليك، لكنّه صعبٌ عليّ أيضاً. |
Çok şey değil biliyorum ama bu da olmazsa, hiç bir şeyim kalmaz. | Open Subtitles | ، أعلمُ أنّه ليسَ بالكثير . لكن من دونه، لاأملكُ شيئاً |
Ayağını denk alman gerektiğini biliyorum ama hadi, o altın bileti senin de benim istediğin kadar istediğini biliyordum. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه يتحتم عليك أن تتظاهر ، ولكن بالله عليك أنت تريد ذلك المنصب بقدر ما أُريده |
Buldum, onu katılmaya zorlarım gerçekten yapmasını istediğim hiçbir şeyi yapmayacağını biliyorum nasılsa. | Open Subtitles | هناكَ طريقة... سأضغطُ عليهِ للحضور إذ أعلمُ أنّه لن يوافقني |
Elliot'ın özgüven eksikliğinden faydalanmamam gerektiğini biliyorum ama arabada sevişmek gerçekten teşhirci tarafıma hitap ediyor. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه لا يحسُنُ بي استغلال تزعزعها لكن "جنس السيّارة" يتوافق حقاً مع جانبي الاستغلاليّ |
Bu iş sermaye gerektiriyor, biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه يستلزمُ رأس مالٍ كبير. |
Tatlım, biliyorum buraya alışmak biraz zaman alacak. | Open Subtitles | عزيزتي، أعلمُ أنّه سيتطلّب بعض الوقتللاعتيادعلىهذا المكان... الاعتياد عليه؟ |
Evet. biliyorum, yeterli bir kanıt değil ama daha fazlasını bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | نعم، لكن أعلمُ أنّه غيرُ كافٍ. |
Burada kızları çalıştırdığını biliyorum. | Open Subtitles | .أعلمُ أنّه يُدير شبكة دعارة هنا |
Hayır, moralinin bozuk olduğunu biliyorum. Yine de telefona verir misin, Carol? | Open Subtitles | لا، أعلمُ أنّه مُغتاظ، لكن ضعيه على الهاتف فحسب، حسناً, (كارول)؟ |
Zor okunduğunu biliyorum ama "Jin-soo Kwon" yazdığına eminim. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه تصعب قراءة الكتابات لكن يبدو أنّه مكتوب (جين سو كوان) |
- biliyorum, müthiş bir kelime oyunuydu. | Open Subtitles | أعلمُ أنّه تشبيهٌ مذهل. |