"أعلم أنكم" - Traduction Arabe en Turc

    • olduğunuzu biliyorum
        
    • olduğunu biliyorum
        
    • farkındayım
        
    • olduğunuzu biliyordum
        
    • biliyorum ki
        
    • Biliyorum hepiniz
        
    • ettiğinizi biliyorum
        
    • düşündüğünüzü biliyorum
        
    Orada olduğunuzu biliyorum, öünkü sizi duyuyorum. Ama sizi göremiyorum, çünkü normalde gözlük kullanırım. TED أعلم أنكم هنا لأني أسمعكم, لكنني لا أستطيع رؤيتكم لأني عادة أرتدي نظارة.
    Hayatta olduğunuzu biliyorum, tıbbi yardım getireceğiz. Lütfen, durun ama artık! Open Subtitles أعلم أنكم أحياء وسنرسل في طلب الإسعاف، أرجوكم توقفوا
    Pekâlâ, sizin genç ve seks düşkünü olduğunuzu biliyorum. Open Subtitles حسناً، أعلم أنكم جميعاً صغار في السن وممتلئين بالرغبة في قلوبكم
    Sizlerin gayet birikimli olduğunu biliyorum. Çin'in yükselişinden haberdarsınızdır. TED أعلم أنكم جمهور محنك إذًا أنتم تعرفون عن نمو الصين.
    Medyum kitapları hakkında bir şey bilmediğinizin farkındayım ama olabileceğinizin en kötüsü budur. Open Subtitles أعلم أنكم لا تفهمون الكثير عن قراءة الغيب و لكن هذا أسوأ ما قد تحصلون عليه
    Baş sağlığı diliyorum. Yakın olduğunuzu biliyordum. Open Subtitles أتقدم لك بتعازي أنا أعلم أنكم كنتم على مقربة
    biliyorum ki resim için çok heyecanlısınız. TED وأنا أعلم أنكم حقا متحمسون عند رؤية هذه الصورة.
    Biliyorum hepiniz bu filmi görmek için hazırsınız, bu yüzden lafı uzatmayacağım. Open Subtitles أعلم أنكم جميعاً متلهفون لمشاهدة الفيلم لذا لن أقوم بالقاء خطبة مطولة
    Buluşup buluşmadıklarını merak ettiğinizi biliyorum. TED أعلم أنكم تتساءلون فيما إن تقابلا أم لا.
    Alışkın olduğunuzu biliyorum ama içerisi felaket halde. Open Subtitles أعلم أنكم معتادون على ذلك ولكن الوضع كالجحيم في الداخل
    Bugün benim ailemle tanışacağınız için heyecanlı olduğunuzu biliyorum ama en azından önce giyinmeme izin verin. Open Subtitles أعلم أنكم متحمسين للقاء عائلتي اليوم لكن على الأقل دعوني أرتدي ملابسي اولاً.
    Yoğun olduğunuzu biliyorum, o yüzden kısa sürecek. - Heyet az önce yeni bir 'arkadaş olunmama' politikası onayladı. Open Subtitles أعلم أنكم مشغولون، لذا لن يستغرق هذا وقتًا. الإدارة وافقت للتو على سياسة جديدة تمنع الصداقات.
    olduğunuzu biliyorum. İsterseniz buzdolabımdan istediğinizi alabilirsiniz. Open Subtitles أعلم أنكم جميعًا جياع، لو أردتم، يمكنكم أخذ ماتريدون من الثلاجة.
    Kızgın olduğunuzu biliyorum fakat yapacağınız tek bir yanlış hamle teşkilattaki işiniz ve ilişkileriniz için verdiğiniz bütün emekleri silmeye yeter. Open Subtitles أعلم أنكم منزعجين ولكن أقل زلة هنا يمكنها أن تمحو كل الجهد الذي بذلتموه لإصلاح العلاقة بينكم وبين المجتمع
    Birkaç aydır sahne arkasında verdiğimiz mücadelenin farkında olduğunuzu biliyorum. Open Subtitles وأنا أعلم أنكم الآن جميعكم في شوق وأنتظار لقد عانينا في الشهور الأخيرة كثيراً
    Dinle, arkadaş olduğunuzu biliyorum, ama onun artık, bütün bunlar olmadan önceki kişi olmadığını kabul etmen gerek. Open Subtitles إسمعي، أعلم أنكم أصدقاء، ولكن، أعني، أنّ عليك الإعتراف، إنها ليست ذلك الشخص قبل حدوث كل ذلك
    Kızlar, meşgul olduğunuzu biliyorum ama yıldırım çarpması insanların zekâlarını geliştirir mi sizce? Open Subtitles للتو فعلناها هذا الصباح. أنتم، يارفاق. أعلم أنكم مشغولون،
    Beni su dolu bir küvette bulmanın ne korkutucu olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم أنكم حزينون أن تجدوني في الحوض مغطاة بالماء
    Ve siz başıma olan en iyi şey olduğunu biliyorum, biliyorum. Open Subtitles و أنا أعلم أنكم أفضل شيء حصل لي ، أنا أعلم هذا حقاً
    Fark etmedim sanıyorsunuz. Ama farkındayım. Open Subtitles أعلم أنكم تظنون أني لا أرى ذلك لكني أفعل
    Sizlerin aptal olduğunuzu biliyordum, ama bu kadar çok mu? Open Subtitles أعلم أنكم يجب أن تكونوا أغبياء, لكن أيجب أن تكون بهذه الغباء؟
    biliyorum ki hepiniz heyecanla filmi bekliyorsunuz, o yüzden bir uzun bir konuşma yapmayacağım. Open Subtitles أعلم أنكم جميعاً متلهفون لمشاهدة الفيلم لذا لن أقوم بالقاء خطبة مطولة
    Biliyorum hepiniz kolej baskısını merak ediyorsunuz... Open Subtitles أنا أعلم أنكم جميعا متحمسون لتجراب القبول
    İpoteği ödemeyi teklif ettiğinizi biliyorum ama bu çok fazla. Open Subtitles أنا أعلم أنكم اقترحتم بيع الرهينه, و لكن هذا أمر فظيع
    Şimdi ne düşündüğünüzü biliyorum " Big Sur'de buzul yok." TED أعلم أنكم تتساءلون: "لا يوجد أنهر جليدية في بيغ سور."

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus