Muhtemelen buna değdiğimi düşündüğünü biliyorum ama değmem. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تعتقد إنني أستحق ذلك و أنا لست كذلك. |
Onu izlediğini görüyorum. Silahı alabileceğini düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | يمكننى ملاحظة أنك تنظر إليه أعلم أنك تعتقد أنه يمكنك الحصول على هذا المسدس |
Yaptığının doğru olduğunu düşündüğünü biliyorum, ama öldürmek asla doğru değil. | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقد أن ما فعلته صحيح ولكن القتل لا يمكن أن يكون صحيحا أبداً |
Bu ameliyatın mühim olmadığını düşündüğünü biliyorum ama annenleri aramak istemediğine emin misin? | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقد أن الجراحة ليست بمسألة كبيرة |
Sana ihanet ettiğimi düşünüyorsun, biliyorum ve üzgünüm. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تعتقد أننى اخونك , وانا أسفة |
Benim bu işle bir ilgim olduğunu düşündüğünüzü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تعتقد أن لديّ علاقة بهذا الأمر |
Bak, turnuvanın aptal bir oyun olduğunu düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تعتقد أن المعترك نوع من الألعاب الغبية |
Bak, sadece gösteriş ve yüksek mevki olduğunu düşündüğünü biliyorum ama bu unvanın sahibi çok da çalışmalı. | Open Subtitles | أنظر , أعلم أنك تعتقد أنها ستكون لا شئ لكن المسيرات وكبار الشخصيات و لكن يوجد الكثير من العمل الشاق |
Bu hayattan çıkamayacağını düşündüğünü biliyorum ama çıkabilirsin. | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقد أنك لن تجد مخرج من هذه الحياة لكن أنت لديك. |
Onların akıl hocası olduğunu düşündüğünü biliyorum, ama en sonunda, kendi cevizlerini avuçlamış oluyorsun. | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقد أنك مستشارهم، لكن ما تفعله بنهاية اليوم هو الإمساك بالخصى |
Kafanın içinde sesler duymaya başladığında delirdiğini düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك تعتقد أنك مجنون لأن الأصوات في رأسك. |
Tamam, ben sana beni aydınlatmak istiyorum düşündüğünü biliyorum hayatın dış dünya hakkında Kulübü. | Open Subtitles | حسنا، أنا أعلم أنك تعتقد أنك تريد أن ينير لي حول العالم خارج الحياة النادي. |
Tepeden tırnağa sahtekar olduğumu düşündüğünü biliyorum, ama özel bir övgü yapma kabiliyetim var. | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقد أنني مخادع لكنني قادر على إعطاء مجاملة صادقة |
Bu soruşturmalar üzerinde çalışmanın aklını toparlamaya yardım ettiğini düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تعتقد بأن العمل على هذه التحقيقات يساعدك على إبقاء عقلك مركز |
"Sevgili Monroe, şişman birisi olduğumu düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | عزيزي مونرو ، أعلم أنك تعتقد بأنني بدينة |
O zırhın içinde güvende olacağını düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك تعتقد أنك ذاهب لتكون آمنة داخل تلك الدعوى للدروع. |
Tamam mı? Bak, bu işi bitirmeye çalışıyorum. Öyle yapmadığımı düşündüğünü biliyorum ama öyle yapıyorum. | Open Subtitles | إسمع يا رجل، أنا أحاول إنهاء هذا، أعلم أنك تعتقد أنني لا أفعل، لكنك مخطئ. |
Dwight, Duke'ün umutsuz vaka olduğunu düşündüğünü biliyorum ama... | Open Subtitles | دوايت ، أنا أعلم أنك تعتقد أن ديوك قضية خاسرة ، ولكن |
Bu seyehatın aptalca olduğunu düşündüğünü biliyorum ama... geldiğin için mutluyum. | Open Subtitles | ..... أعلم أنك تعتقد أن تلك الرحلة مجنونة لكن أنا سعيد لأنك أتيت |
Duyguların kararlara engel olduğunu düşünüyorsun biliyorum ve o şahin hikâyesini asla anlayabileceğimi sanmıyorum ama bunların hepsi Sıradan olmanın birinci kuralına ters düşüyor. | Open Subtitles | انظر , أنا أعلم أنك تعتقد ان العواطف تستطيع ان تحكم وقصة الصقر تلك أنا لا أعتقد أنني ساكون قادرة على تقبلها |
Hayal kurduğumu düşündüğünüzü biliyorum bir şeyin veya birisinin benimle iletişim kurmaya çalıştığı hissini üzerimden atamıyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقد أني أتخيل لكني لا أستطيع التغلب على الشعور ...أن هناك شيء ما أو شخص ما يحاول التواصل معي |