Burada DPD'de mutlu olmadığını biliyorum. Ve, birimimde mutsuz insanlar varken bende mutsuz oluyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك لست سعيداً هنا، ولستُ سعيدة لوجود أشخاص ليسوا سعداء في قسمي |
Öyle olmadığını biliyorum. O kasıntının altında, seni çok net bir şekilde görüyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك لست كذلك، تحت هذا التبختر أرى معدنك بوضوح. |
Bu ülkeyi meşru olduğuna inandırabilirsin ama ben ufak bir gansterden fazlası olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | قد تخدع البلدة بأنك شرعي لكني أعلم أنّك لست سوى مجرم أخرق |
Masumların ölmesine çok mutlu olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك لست راضية عن إزهاق تلك الأنفس البريئة. |
Bana hiçbir şey borçlu olmadığını biliyorum ama gerçekten yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعلم أنّك لست مدينًا لي بشيء، لكنّي بحاجة ماسّة لعونك. |
Burada her ne yapıyorsan, yanlız olmadığını biliyorum | Open Subtitles | ماذا تفعلين هنا؟ أعلم أنّك لست بمفردك. |
Bir New Orleans cadısı olmadığını biliyorum. Ama burada öldün. | Open Subtitles | أعلم أنّك لست ساحرة من (نيو أورلينز)، لكن المنيّة وافتكِ هنا. |
Bok, dostum kesti. I sen stefan olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | كفاك هزلًا يا صاح، أعلم أنّك لست (ستيفان)! |