gözlerimizi kapatalım, başkasıylaymış gibi hayal edelim, ve Leno başlamadan işimizi bitirelim. | Open Subtitles | نغمض أعيننا ونتظاهر بأننا برفقة امرأة أخرى وننتهي قبل بدء برنامج لينو |
Bir yeşillikte ya da kanepede belki de sıcak bir öğleüzerinin uğultusundan uyuşmuş uzandığımızda, onlara baktığımızı düşünürler, küreklerini kaldırıp sessiz düşerler ve tıpkı anne babamız gibi gözlerimizi kapamamızı beklerler. | TED | وعندما نستلقي في الحقول أو على الأريكة، مُخدرين في الغالب تحت تأثير دندنات ظهيرة دافئة، يعتقدون أننا ننظر إليهم بالمقابل، الشئ الذي يجعهلم يتركون مجاذيفيهم ويصمتون كالآباء وهم ينتظرونا لنغلق أعيننا. |
Aslında bunun birden fazla nedeni var, ama bunlardan bir tanesi gözlerimizin nasıl gördüğünü anlamamızı gerektiriyor. | TED | حسنًا، الأسباب عديدة، لكن أحد الأسباب يتطلب أن نفهم أكثر قليلًا عن كيفية عمل أعيننا. |
Ama gözlerimiz olmadan beynimizi kullanmak, sanat olmadan bilim hâline geldi. | TED | ولكن الأمر أصبح حول استخدام أدمغتنا دون أعيننا العلوم دون الفن. |
Belki de cevap tüm basitliğiyle gözümüzün önündeyken.. ..olayları zorlaştıran bizizdir. | Open Subtitles | ربما أننا نعقدها في حين أن الجواب بسيط وأمام أعيننا مباشرة |
Artık biliyoruz ki gözümüz ideal bir tasarım şaheseri olmaktan uzak olup, adım adım ilerleyen evrimin izlerini taşır. | TED | نحن نعرف الآن أنها أبعد ما تكون عن تحفة مثالية التصميم، أعيننا تكشف آثار خطواتها من خلال تطور الخطوة |
Gizemli kalırlar, gözlerimizi üzerlerinden alamayız. | TED | تظل غامضه و لا يمكننا أن نرفع أعيننا عنها |
Duyarlılık, gözlerimizi diğerlerini görmek için, kulaklarımızı diğerlerini duymak, çocukları, fakirleri, gelecekten korkanları dinlemek içindir. | TED | الرأفة تعني استخدام أعيننا لرؤية الآخر، وآذاننا لسماع الآخر، لسماع الأطفال والفقراء وأولئك الخائفين من المستقبل. |
Sadece gözlerimizi açmaya ihtiyacımız var. Çok teşekkür ederim. | TED | علينا فقط أن نفتح أعيننا لنراه.شكرا جزيلا. |
Çekimin çıktısı -- bu gelecekteki çekimimiz -- uçsuz bucaksız kapasiteler için gözlerimizi açtı. | TED | ما تم التقاطه، هو مستقبلنا. الذي فتح أعيننا على إمكانات هائلة، |
Peki o zaman bu gözlerimizin tamamen bozulduğu ve beynimizin tam bir karmaşa olduğu anlamına mı geliyor? | TED | إذًا، هل يعني هذا أن أعيننا فقدت صوابها، وأن عقلنا مُشَوَش؟ |
Ve öyle ki, gözlerimizin algıladığı ışığın frekansı için zaten kullanılan bir kelimeye sahibiz. | TED | وقد اتضح أنه لدينا بالفعل إسم لتردد الضوء الذي تراه أعيننا. |
Etrafımızdaki dünyayı araştırmak oldukça kolaydır ve unutmayın en büyüleyici konulardan biri gözlerimizin tam arkasında yatar. | TED | من السهل استكشاف العالم من حولنا وننسى أن أحد أعاجيبه تكمن وراء أعيننا. |
Peki kameralarımız, yani gözlerimiz, beynimizin bilinçli olarak yansıtabildiğinden fazlasını görüyor olmasın? | Open Subtitles | هو الذي لدينا القدرة على رؤيته. فإذن من الممكن أن أعيننا.. كاميراتنا.. |
Bu, gözlerimiz önünde gerçekleşen doğa ve yetişme arasındaki etkileşimdir. | TED | هذا هو التفاعل بين الطبيعة والتنشئة وهو يحدث في الواقع وأمام أعيننا. |
Sanal gözlerimiz gibi teleskoplarla, hem uzayda hem de dünyada bazı muhteşem şeyler görebiliriz. | TED | بفضل التلسكوبات التي هي بمثابة أعيننا الافتراضية، هناك على الأرض أو في الفضاء، نستطيع رؤية أشياء مذهلة. |
Sonunda, Venüs deneyimizin baş müfettişi olarak görevimden ayrıldım çünkü gözümüzün önünde değişen bir gezegen çok daha ilginç ve önemlidir. | TED | أخيرا، استقلت كمحقق رئيسي في تجربتنا على الزهرة لأن كوكبا يتغير أمام أعيننا أكثر أهمية وإثارة للاهتمام. |
Bu, her zaman gözümüzün algılayabileceğinden daha hızlı hareket eden maddelerle ilgili olmuyor. | TED | ولا يتعلق الأمر دائمًا بكون العالم يتحرك بسرعة كبيرة مما يجعل أعيننا غير قادرة على رؤيته |
Bence doğa bu şekilde resim yapıyor, birer femto kare, fakat tabii ki gözümüz bunu bütünsel bir bileşim olarak görüyor. | TED | اعتقدت أنه بهذه الطريقة ترسم الطبيعة لوحتها إطار فيمتو واحد في كل مرة ولكن بالطبع أعيننا ترى المشهد كمركب متكامل. |
Fakat, insanlık tarihi boyunca tüm bu keşifleri göz, kulak ve akıllarımızı kullanarak yaptık. | TED | لكن بالنسبة لمعظم التاريخ البشري كان علينا اكتشاف هذه الأشياء باستخدام أعيننا وآذاننا وعقولنا |
Ama eğer şimdi gözümüzü kırparsak, bu tarihi hastalığı yok etmek için şansımızı sonsuza dek yitireceğiz. | TED | و لكن إذا أغمضنا أعيننا الآن، سوف نفقد إلى الأبد الفرصة للتخلص من مرض قديم. |
Etrafımızdakileri görüyoruz çünkü görünür ışıklar nesnelerden yansıyarak gözümüze girer ve alıcıların bulunduğu retinaya ulaşır. | Open Subtitles | نرى العالم من حولنا لإن الضوء المرئي يرتد من الأجسام إلى أعيننا حيث تتمكن أجهزة الإستقبال في شبكياتنا استشعاره. |
Sadece gözlerimizle, evrenin küçük bir bölgesini keşfedebiliyoruz. | TED | ومن خلال أعيننا وحسب، يمكننا استكشاف زاويتنا الصغيرة من الكون. |
Bize bir şeyler vermeleri için gözlerinin içine bakmaktan vazgeçmeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا التوقف عن وضع نصب أعيننا عليه ليعطينا شيئاً |
Ondan önce gelen bazı büyük alimler görmek için gözlerimizden çıkan ışınların yansıyarak geri döndüğünü düşünüyorlardı. | Open Subtitles | بعض أعظم المرجعيات التي سبقته عَلمَت أن أشعة تخرج من أعيننا و تتحرك إلى الأشياء التي نراها قبل أن تعود إلى أعيننا |
Ve bu yüzden, gözlerimize gördüklerimizi değil görmediklerimizi göster. | Open Subtitles | و هكذا نصوّب أعيننا ليس على ما يُرى، لكن على ما لا يُرى |
Gezegenler bizim gözümüzden kaçabilirler, ama astreonomlarin ev sahibi olarak adlandirdiklari yörüngesinde döndükleri yildizlardan saklanamazlar. | Open Subtitles | تبين أنه بينما الكواكب تختبأ من أعيننا, لا يمكنها الاختباء من النجوم التي تدور حولها, مايطلق عليه الفلكيون شمسها. |