Gerçekten sağlıklı yiyecekler üreten, güvenebileceğimiz, saydam bir Gıda sistemine ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة حقاً لشفافية في أنظمتنا الغذائية لكي نثق بها أنظمة قادرة على إنتاج أغذية صحية. |
Küresel Gıda şirketleriyle, finansal kurumlarla ve yerel hükümet görevlileriyle tanıştım. | TED | قابلتُ شركات أغذية عالمية، ومؤسسات مالية ومسؤولين حكوميين محليين. |
Kendisi yüksek koku alma duyusunu geliştirmiş bir Gıda mühendisi. Koku üzerine çok iyi duyuları var. | Open Subtitles | هي عالمة أغذية تمتلك حاسة شم قوية، إنّها تعرف جيّداً مصدر الروائح. |
Tess, Food Giant'daki loto bayisinde çalışan var ya... onun, burada yaşayan, egzotik bir adamı sorup durduğunu söyledi. | Open Subtitles | تيس, التي تعمل وراء اليانصيب بكاونتر أغذية العملاق يقول انها تسأل أسئلة حول الرجل الغريب الذي يسكن معنا |
Lafı gelmişken spam bildiğim hiçbir besin grubuna dahil değil. | Open Subtitles | بينما لانزال في هذا الموضوع فليسَ هناكَ جزء من اي مجموعةِ أغذية اهتمُ لمعرفتها |
Hiç bebek maması haline getirilmiş bir antrkot gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيت من قبل شريحة لحم تتحول إلى عصير لأجل أغذية الأطفال؟ |
Çay ve kahve içmeyi, işlenmiş gıdalar almayı tamamen bıraktı. | Open Subtitles | والقهوة والشاي ولم يعد يشتري أغذية مصنعة وجاهزة |
-Park Donmuş Lezzetler! | Open Subtitles | - أغذية "بارك" المثلجة rlm; - أغذية "بارك" المثلجة |
Bunu Hindistan ve Pakistan'daki Gıda teknolojistleriyle- sadece üçüyle aslında, yaptık. | TED | طورنا هذا مع تقنيي أغذية من الهند وباكستان -- ثلاثة من التقنيين. |
53 milyon dolarlık Gıda ve ilaçtan oluşan bir fidye karşılığı Fidel Castro tarafından nihayet serbest bırakılmışlardı. | Open Subtitles | محررين أخيرا من قبضة فيديل كاسترو بفدية تقدر بـ 53مليون دولار في شكل أغذية وأدوية . |
Lillian Gıda için mi çalışıyorsunuz? Öyle mi? | Open Subtitles | اذن, من يحب العمل لدى أغذية ليليان؟ |
Ojai Gıda'yı kurduğumuzda, büyükbaban ve ben 20lerimizdeydik. | Open Subtitles | عندما بدأنا اوهايو أغذية ، جدك وأنا ، كنت في سن الـ 20 . |
Paydaşların koalisyonları, Gıda sistemini dönüştürmek için bir araya geliyorlar. Ortak bir hedefleri var: Herkese yetecek kadar sağlıklı gıdayı nasıl üretebiliriz. Aynı zamanda, Gıda sisteminin küresel kaynaklarımız içindeki etkisini azaltmak. | TED | إن تحالفات أصحاب المصالح قد اتحدوا معًا الآن في محاولة لتحويل نظام الأغذية لهدف واحد مشترك: كيفية إنتاج أغذية صحية كافية للجميع. وفي نفس الوقت، محاولة إيقاف والخفض الحاد لآثار نظام الأغذية على الموارد المشتركة العالمية. |
Gıda ağı dağıtımı kamu hizmetleri yardımı gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج إلى شبكة توزيع أغذية . . |
Lillian Gıda'yla ilgili elinizde olan şey ne? | Open Subtitles | مالذي لديك ضد أغذية ليليان؟ |
Bizim Manhattan'da Food Fair yok galiba. Otoparkli büyük bir market mi? | Open Subtitles | لا أعتقد أن لدينا معرض أغذية في منهاتن |
- Umarım sadece besin zehirlenmesidir. | Open Subtitles | -كنّا نأمل أنه تسمّم أغذية فقط |
Bebek maması. Able'da. Derhal, efendim! | Open Subtitles | أغذية الأطفال , ايبلز نعم , سيدي |
Omega-3 asitlerinin bulunduğu gıdalar deniz ürünleri, ceviz, keten tohumu ve soyadır. | Open Subtitles | حسناً، فاكتشفنا أحماض "أوميغا 3" الدهنية في أغذية مثل أعشاب البحر، الجوز، بذر الكتان، |
Park Donmuş Lezzetler. | Open Subtitles | rlm; أغذية "بارك" المثلجة rlm; |