"أغراضها" - Traduction Arabe en Turc

    • eşyalarını
        
    • eşyaları
        
    • eşyalarının
        
    • eşyasını
        
    • eşyalarıyla
        
    • eşyası
        
    • Eşyalarına
        
    Bu da demektir ki, gerçek hakaret, eşyalarını karıştırmamak olur. Open Subtitles مما يعني أن الإهانة الحقيقة هي عدم البحث في أغراضها
    Patronlarının bir gün odasına bakmaya geleceğinden ve eşyalarını inceleyeceklerinden emindi. Open Subtitles كانت متأكدة من أن رب عملها كان يدخل غرفتها ويتفحص أغراضها
    Bodrum kattaki bazı eşyalarını almaya gelmiş. Open Subtitles لقد جاءت للحصول على بعض أغراضها من السرداب
    Lisa'nın teyzesine eşyaları taşımaları için yardım edecekti. Open Subtitles أنا فقط أقل نيد أراد مساعدة خالة ليزا في نقل باقي أغراضها
    Cevap orada, biliyorum. Evimde annemin eşyalarının olduğu bir kutu var, dönmemiz gerek. Open Subtitles الجواب هُناك، أعلم ذلك، لديّ صندوق يحوي أغراضها في شقتي، علينا أن نرجع.
    eşyalarını almak için haber yollamış, ben de bunu duydum. Open Subtitles حسنا ، هي أرسلت تريد أغراضها و صادف أني سمعت بذلك
    Alison'ın ölümünün hemen ardından tüm eşyalarını toplayıp hastaneden ayrılmış. Open Subtitles لقد قام بحزم كل أغراضها و خرج من المستشفى فى الصباح بعد وفاتها
    eşyalarını topladı ve tekrar güneye, memleketine döndü. Open Subtitles جمعت كل أغراضها و عادت إلى منزلها أقصى الجنوب
    Herkes için daha kolay olur. eşyalarını alırsa artık sizi rahatsız etmez. Open Subtitles سيد روذستين ,سيكون أسهل للجميع- لو تركناها تدخل لتأخذ أغراضها,فسنخرج من هنا-
    Onun eşyalarını aynı aptal yerlerine geri koyacağım, umursamaz. Open Subtitles لن تهتم إن أعدت أغراضها إلى المكان السخيف نفسه مرحباً؟
    Ayrıca eşyalarını buraya taşımasına yardım etmem gerek. Open Subtitles بالإضافة علي مساعدتها على نقل أغراضها إلى هنا.
    eşyalarını hazırlamayan tek kişi sendin. Open Subtitles كـُنتِ الفتاة الوحيدة التي لم تجمع أغراضها.
    eşyalarını odasına çıkartacak biri lazım, daire 251. Open Subtitles أريد أحداً ما ليحمل أغراضها إلى غرفتها، الجناح رقم 251.
    Bir kadın, bavullarını düşürdü. eşyaları dağıldı. Open Subtitles هناك سيدة مسكينة سقطت أمتعتها, و تناثرت أغراضها في كل مكان
    Çok endişelenirdim ama, bana mesaj atmaya devam ediyor ve tüm eşyaları burada duruyor. Open Subtitles لكنتُ سأشعر بالقلق تماماً لكنها كانت تراسلني طوال الوقت وجميع أغراضها مازالت هنا
    Bir gün ben isteyken eşyaları topladı ve TV setinin üstüne not bıraktı. Open Subtitles هي أخذت أغراضها وأنا في العمل وتركت مفكرة
    Bulmam gerek. Valizini ve eşyalarının bazılarını almış. Open Subtitles أحتاج لذلك, حقيبتها اختفت وبعض من أغراضها
    Sanıyorum ki mayosunu oteldeki diğer eşyalarının arasında buldunuz, değil mi? Open Subtitles أظن أنك وجدت ملابس السباحة من ضمن أغراضها في الفندق, أيضاً, صحيح؟
    Buraya sadece onun birkaç eşyasını almaya geldim bana aldırmayın. Open Subtitles لقد أتيت لأخذ ما تبقى من أغراضها إذا كنت لا تمانعين
    Hayır, onlar da kirli çünkü Rory kendi eşyalarıyla yıkamama izin vermedi. Open Subtitles كلا, أنهم متسخين لأن روري لم تغسلهم مع أغراضها
    Bak, Kaçak Yolcu'nun henüz açılmadığını biliyorum ve bende de Amanda'nın birçok eşyası duruyor yani geçici olarak gelip bende kalabilirler. Open Subtitles انظر, انا أعلم ان المطعم لم يفتتح بعد واماندا ما تزال اغلب أغراضها عندي ولذلك هما مرحبا بهما للبقاء عندي مؤقتا
    Sen git ve ben de onun Eşyalarına bakayım. Open Subtitles يمكنك الذهاب , وسأبقى هنا لأبحث عن أغراضها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus