İnsanları hep gıcık edersin ama başkan yardımcısını ne diye kızdırdın? | Open Subtitles | أننى أعلم أن لك موهبة خاصة فى الاحتكاك بالناس بالعنف و لكن لماذا أغضبت نائب الرئيس ؟ |
Bir çok insanı kızdırdın, ...ellerini İç Güvenlik Müdürlüğü tarafından imzalanan uzaklaştırılma kararına uzattın. | Open Subtitles | لقد أغضبت الكثير مِن الناس تدخلت في توجيه الأمن الداخلي مما خولك بأن توضع على لائحة الحرق |
Ticari açıdan başarılı olmayabilir ama pek çok kişiyi kızdırdım. | Open Subtitles | ربما لم يكن عملاً جيداً لكنني أغضبت الكثير من الأشخاص |
En iyi arkadaşım gibiydi fakat birçok insanı kızdırdı. | Open Subtitles | أتعلمي؟ لقد كانت صديقتي المقربة، لكنها أغضبت الكثيرين.. |
Annemi kızdırmış olmaktan, ve onun artık beni sevmemesinden korkuyorum. | Open Subtitles | انا خائفة لأني أغضبت أمي فلن تعد تحبني على الاطلاق |
Bir yerde birini kızdırmışsın belli ki. | Open Subtitles | حسناً، لابد أنك قد أغضبت شخصاً ما في الماضي. |
Koca adamı sinirlendirdin be sen | Open Subtitles | أغضبت رجلاً يزن 300 رطلاً فقط لتوضح لي نقطة؟ |
Sen yeterince köken kızdırdın, o sana bir ömür yeter. | Open Subtitles | لقد أغضبت ما يكفي من مصاصي الدماء الأصليين أثناء حياتك سأذهب أنا |
Biliyorum, bu sekiz yaşındaki bir çocuk için büyük bir yük ama sen atalarımızı unutarak onları kızdırdın. | Open Subtitles | تعرف ,اعرف ان هذا كثير لأضعه على كاهل صبي عمره 8 سنوات لكنك أغضبت أسلافنا |
Bu adamları bir şekilde kızdırdın. Ben içeri girdiğimde de seni öldürmek üzere miydiler? | Open Subtitles | هل أغضبت هؤلاء الرجل بطريقة أو بأخرى، وكانوا مُستعدّين لقتلك عندما صدف أنّي دخلتُ من الباب؟ |
Aklında olsun ki bu manasız savaşınla bu diyarda ki tüm krallıkları kızdırdın. | Open Subtitles | تدرك أنك أغضبت كل من الممالك من هذا البلد مع الخاص بك حرب لا معنى لها. |
Bir şeyler yapmış olman gerek. Ya birini kızdırdın ya bir yerde haddini aştın. | Open Subtitles | لابد أنك ارتكبت شيئا ما، أو أغضبت أحدًا، أو تجاوزت حدودا |
Söylemeye çalıştığım şey şu doktorlarımı çok kızdırdım. | Open Subtitles | .. أعتقد أن ما أريد قوله هو لقد أغضبت أطبائي حقاً |
Nastasya Filippovna denen kadın konusunda onu kızdırdım. | Open Subtitles | لقد أغضبت أبي بسبب ناستازيا فيليبوفنا |
Evet, içkiyi bıraktıktan sonra yardımı oldu ve çok sert adamları kızdırdım. | Open Subtitles | أجل، هذا ساعدني على التعافي بعدما أقلعت عن الخمر وقد أغضبت بعض الزبائن نافذي الخطورة، و... |
Yani ya Ziva birilerini çok kızdırdı, ya da... | Open Subtitles | هذا ما يفسر أن زيفا أغضبت حتما شخصا ما. |
O, 50 bin kişiyi kızdırdı. | Open Subtitles | لقد أغضبت 50,000 منهم |
Yukarıdaki Biri'ni kızdırmış olma ihtimalim olsa da, her şeyin, farklı şekilde açıklanabileceğini düşünmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | وبالرغم من أني أفترض إمكانية أنني أغضبت أحد ما بالأعلى هناك أُفضّل الإعتقاد |
Buna hapis deniyor. Birilerini fena kızdırmış olmalısın. | Open Subtitles | هذا يدعى سجنًا، إنّك حتمًا أغضبت الكثير من الناس. |
Sadece bana öyle geliyor ki bâzı ciddi adamları kızdırmışsın. | Open Subtitles | يبدو لي فقط أنّك أغضبت بعض الأشخاص الخطيرون. |
Adamım, babamı ringde alaşağı ettiğinde onu acayip sinirlendirdin. | Open Subtitles | يا رجل لقد أغضبت والدي كثيراً عندما أسقطته أرضاً في الحلبة |
- Seni şeytani pislik. Karımı üzdün. - Hayır! | Open Subtitles | يالك من مسعور لعين ، أغضبت زوجتي. |
Annemi üzmüşsün. | Open Subtitles | لقد أغضبت أمي |
Cidden Ray, son zamanlarda kızdırdığın maganda var mı? | Open Subtitles | عل أغضبت مؤخراَ أي ضاربي أهداف ؟ |
Kimi kızdırdığından haberin yok. | Open Subtitles | لا يوجد لديك فكرة عمن أغضبت |