Sonra da yüksek ateşten dolayı ayağımın dibine bayıldı. | Open Subtitles | وكان يسير لعدة أيام وثم أغمى عليه عند قدماي من شدة الحمى. |
Çok ağrısı vardı, sonra sanırım bayıldı. | Open Subtitles | لقد كان يتألم كثيراً بعد ذلك أعتقد أنه أغمى عليه |
Memur bey, güvenlik görevliniz bayıldı. | Open Subtitles | أيها الضابط , حارس الأمن الخاص بك قد أغمى عليه |
- Bayılmış, rengi atmış, kendinden geçmiş, düşük tansiyonlu ve kızarıklığı var. | Open Subtitles | اجل، لقد أغمى عليه و هو شاحب , و لونه متغير ضغطه منخفض و مصاب بطفح جلدي |
O gece gözaltı hücresinde kendinden geçen o adamın bile. | Open Subtitles | حتى الرجل الذي أغمى عليه في الزنزانة بالليلة الماضية |
Evet, bayıldı. Ama ayağa kalktı, değil mi? | Open Subtitles | نعم أغمى عليه, ولكنه نهض ,اليس كذلك؟ |
Orada bir adam bayıldı. Doktor musunuz? | Open Subtitles | رجل أغمى عليه هناك هل أنت دكتور؟ |
Aniden başı döndü ve bayıldı. | Open Subtitles | لقد شعر فجأة بالدوار ومن ثم أغمى عليه |
- bayıldı. - Tamam. | Open Subtitles | ـ لقد أغمى عليه الآن ـ جيّد |
Ben birşey yapmadım, bayıldı. | Open Subtitles | لم أفعل أي شيء، لقد أغمى عليه |
Ona ne yaptın? Hiçbir şey yapmadım, bayıldı. | Open Subtitles | لم أفعل أي شيء، لقد أغمى عليه |
Malesef Drago bayıldı. | Open Subtitles | لسوء الحظ، دراجو أغمى عليه |
- bayıldı. - Tamam. | Open Subtitles | ـ لقد أغمى عليه الآن ـ جيّد |
Hah ! Sadece birimiz bayıldı ! | Open Subtitles | واحد منا فقط قد أغمى عليه! |
- Chuck, bayıldı. | Open Subtitles | - تشاك), لقد أغمى عليه) - |
Ama buraya gelirken arabada kendinden geçti. | Open Subtitles | من أجل تهدئة الألم، وفي الطريق إلى هنا أغمى عليه في السيارة |
Çok kan kaybediyordu. kendinden geçmiş numarası yaptı. | Open Subtitles | كان ينزف بشدّة, تظاهر بأنه أغمى عليه |
kendinden geçti. | Open Subtitles | . هو فقط أغمى عليه. |