Yani reklam müzikleri öyleydi, tamam da artık her gelen bir şarkı istiyor. | Open Subtitles | أعني، الأناشيد نعم. لكن الآن الجميع يأتي لهنا ويبحث عن أغنيةٍ ما. |
Son üç saattir adam akıllı çeken tek şarkı bu. | Open Subtitles | إنّها أوّل أغنيةٍ تتضح . منذ ثلاث ساعات |
Neden peynirle makarnanın iyi gittiğiyle ilgili kafamda bir şarkı uydurmakla meşguldüm. | Open Subtitles | لم أكن منتبهاً. كنتُ مشغولاً بتأليف أغنيةٍ عن سبب كون (ماك) و الجبن أعزّ الأصدقاء. |
[Danny Perasa'dan eşi Annie Perasa'ya 26 yıldır evliler] Danny Perasa: Bak, olay şu ki, Ben hep sana "Seni seviyorum" dediğimde kendimi suçlu hissediyorum ve bunu oldukça sık yapıyorum. Bunu sana ne kadar sinir bozucu olursam olayım, bunu ben söylesem de, bunun darmadağın eski bir radyoda çok güzel bir şarkı duymak gibi bir şey olduğunu hatırlatmak için yapıyorum ve bu eski radyoyu hala evin bir köşesinde tutman çok hoş. | TED | [يقول داني بيراسا لزوجته آني بيرازا، متزوجان لمدّة 26 سنةً.] داني بيرازا: انظري، أحسُ دائماً أني مذنبٌ عندما أقول لك "أحبك" وأقول ذلك لأذكرك دائما لأذكرك وتلك القذارة تأتي مني, كأنكم تستمعون إلى أغنيةٍ جميلةٍ من خلال مذياعٍ قديمٍ, وإنه لمن الجميل أن تترك المذياع في البيت. |
Bu şarkı ne? | Open Subtitles | - أي أغنيةٍ هذه؟ - |
Ona öyle güzel bir şarkı yazacağım ki... | Open Subtitles | ...سأكتب لها أجملَ أغنيةٍ |
Keyifli bir şarkı işte. | Open Subtitles | -إنّها مجرّد أغنيةٍ جميلة |