"أفترضت" - Traduction Arabe en Turc

    • düşünmüştüm
        
    • varsaymıştım
        
    • farz
        
    • sanmıştım
        
    • sanıyorum
        
    O güne kadar hep uzaya gideceğimi düşünmüştüm, çünkü bunun için çalışmıştım. Aynı zamanda sanata da ilgim vardı. TED كما ترون، لقد أفترضت دائماً بأنني سأذهب إلى الفضاء، لأنني تتبعت كل هذا، لكني كذلك أحببت الفنون والعلوم.
    Evlendikten sonra bana vurmayı bırakır diye düşünmüştüm. Ama... Open Subtitles أفترضت انه بعد الزواج سوف تتوقف عن الافعال السيئة لكن
    Bak, birbirimize ait olduğumuz varsaymıştım, fakat bunun hakkında hiç konuşmadık, bu yüzden belki de kısmen benim hatamdır. Open Subtitles أفترضت أننا أوفياء لبعضنا، لكننا لم نتحدث أبداً حياله، لذا ربّما... أتحمل قدراً من الخطأ
    Hep öyle olduğunu varsaymıştım ama artık kesin olarak biliyorum. Open Subtitles لطالما أفترضت هذا، لكن الآن انا متأكد
    İntihar eden kızın şöhretinin bittiğini farz ediyordum. Open Subtitles لقد أفترضت أن ممثلي بصفتي قضية إنتحار كان كلهم موتى
    Onlar okul arkadaşları. Arkadaşları olduğunu sanmıştım. Open Subtitles إنهم زملاء المدرسة أفترضت أنهم كانوا أصدقائها
    Öyle olduğunu sanıyorum. Open Subtitles أفترضت انا مسبقا" انها اغلقت لكن السبب الذي أغلقها
    Üzgünüm, sen tatil gününde prova yapacağını söyleyince kendi kendine birkaç dize çalışacağını düşünmüştüm. Open Subtitles عندما قلتي بأنك ستتمرني بيوم عطلتك أفترضت بأنك ستكوني لوحدك تقومي بالقياسات
    O an için kıskandığını düşünmüştüm. Open Subtitles فى هذا الوقت ، أفترضت أنها مجرد غيره
    Affedersin, ona söylediğini düşünmüştüm. Open Subtitles آسفة، لقد أفترضت أنك أخبرتيها.
    Aslında geldi ama kutlama yaptığınızı düşünmüştüm. Open Subtitles في الواقع أجل لكن أفترضت أنكم تحتفلون
    - Araştırma yaptığını varsaymıştım. Open Subtitles أفترضت أن لديك بحث
    Öyle bir burnum olduğunu bile varsaymıştım. Open Subtitles لقد أفترضت أنني قد لعقت أنفي
    Bu sabah gönderdiğim e-postayı okuduğunu farz ediyorum. Open Subtitles أفترضت أنك قرأتى الرسالة الإلكترونية التى أرسلتها لكِ
    Pardon. Havuçtan turuncu olmuş bir kasabadan geldiğini farz ettim. Yanlış mı? Open Subtitles أنها غلطتي، طبيعاً أفترضت أنّكِ جئتِ من قرية معزولة تزرع الجزر، أليس كذلك؟
    Öyle oluğunu farz ediyorum. Temizlik işte. Open Subtitles أنا فقط أفترضت كما تعلمين أنه التنظيف
    Utanacağımı sanmıştım ama hiçbirşey hissetmeyince şaşırdım. Open Subtitles أفترضت أنه كان عليّ أن أشعر بالخجل لكني لم أشعر سوى أني متفاجئ
    Oğluyla arasındaki ilişkinin ciddi olduğunu sanmıştım. Open Subtitles أنا أفترضت أن العلاقة بينك وبين أبنه علاقة جدية
    Onu ilk gördüğümde kaldırımda yatıyordu, vurulduğunu sanmıştım ama vücudunda sadece bu sıyrık yaraları var. Open Subtitles أول ما رأيته ملقى على الرصيف أفترضت أنه مصاب لكن الخدش على الجرح كانت الإصابة الوحيدة التي ضربته
    Bir işe girmesi için sanıyorum. Open Subtitles أفترضت لكي يحصل علي وظيفة
    Evet, sanıyorum evlisin, doğru mu? Open Subtitles نعم, أفترضت أنك مُتزوج.
    Gittiğini sanıyorum. Open Subtitles أفترضت انه غادر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus