| "Bernadette her şeyi mahvetti, ne biçim kız." falan derler. | Open Subtitles | سيكون لسان حالهم، ("برناديت" أفشلت كل شيء، إنها الأسوء) |
| "Bernadette her şeyi mahvetti, ne biçim kız." falan derler. | Open Subtitles | سيكون لسان حالهم، ("برناديت" أفشلت كل شيء، إنها الأسوء) |
| Ardından Positivity Seattle'daki en iyi kahveci dükkanı oldu ve bu onun planlarını mahvetti. | Open Subtitles | وعندما أصبحت (بوزيتيفتي) أفضل مقهى في (سياتل)، فقد أفشلت خططه |
| Pasta almak gibi, doğum gününde yapılan en basit şeyi bile elime yüzüme bulaştırdım. | Open Subtitles | أنا أيضا أفشلت أسهل شيء يمكن القيام به في عيد الميلاد. مثل إحضار كعكة. |
| Yine elime yüzüme bulaştırdım. | Open Subtitles | لقد أفشلت الأمر ثانياً. |
| Elime yüzüme bulaştırdım. Görevi batırdım. | Open Subtitles | لقد أخفقت، لقد أفشلت المهمة. |
| Partini elime yüzüme bulaştırdım | Open Subtitles | أفشلت حفلتك. |