Tam aksine, bu hayatta başıma gelen en güzel şey. | Open Subtitles | بدلا من ذلك ، كان أفضل شيء حصل معي على الإطلاق |
Ama aynı zamanda Annie'nin başıma gelen en güzel şey olduğunun da farkındayım ve onu korumak için her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | لكنّي أعلم أيضًا أنّها أفضل شيء حصل لي قطّ، ولأفعلنّ أيّ شيء لأنقِذها. |
Ve siz başıma olan en iyi şey olduğunu biliyorum, biliyorum. | Open Subtitles | و أنا أعلم أنكم أفضل شيء حصل لي ، أنا أعلم هذا حقاً |
Benim annem de beni evden kovmuştu. Başıma gelen en iyi şeydi. | Open Subtitles | وأمي طردتني أيضا وهذا أفضل شيء حصل لي على الأطلاق |
Onu sevmek başıma gelen en güzel şeydi. | Open Subtitles | إنَّ حبها هو أفضل شيء حصل لي على الإطلاق |
Ancak bu şeytani yaratıkların gelişi başıma gelen en güzel olaydı. | Open Subtitles | و لكن وصول هذه المخلوقات الشريرة هو أفضل شيء حصل لي |
Buraya geldiğimden beri başıma gelen en güzel şeysin. | Open Subtitles | أنتِ أفضل شيء حصل .لي مذ أن قدمتُ إلى هُنا |
Doğrusu, bu başıma gelen en güzel şey. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي، أن هذا أفضل شيء حصل لي على الإطلاق. |
Normal bir zamanda vakıf fonunun gittiğini duyunca kafayı sıyırıp delirirsin, ama ben bu olayın ailemizin başına gelen en güzel şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أقصد بالتأكيد سمعتِ بأن صندوقي الائتماني ذهب، بالتأكيد أنت خائفة بسبب ما يحدث لكني أفكر أن هذا الشيء من الممكن أن يصبح أفضل شيء حصل لهذه العائلة |
Aylardır başıma gelen en güzel şey bu. | Open Subtitles | هذا أفضل شيء حصل لي منذ أشهر |
Hayatta başıma gelen en güzel şey sendin. | Open Subtitles | أنتِ أفضل شيء حصل لي |
Eric, uzun zamandır başıma gelen en güzel şey oldu. | Open Subtitles | إنّ (إريك) أفضل شيء حصل لي منذ زمن |
Demek istediğim İtalya başımıza gelen en iyi şey. | Open Subtitles | الهدف , هو أن إيطاليا هي أفضل شيء حصل لنا. |
Bu başımıza gelen neredeyse en iyi şey. | Open Subtitles | هذا أفضل شيء حصل لنا حتى الآن |
Açıkçası o uçağın düşmesi mirasımızın başına gelen en iyi şeydi. | Open Subtitles | بصراحه، سقوط تلك الطائرة كان أفضل شيء حصل في إرثنا |
Hayatım boyunca başıma gelen en iyi şeydi. | Open Subtitles | لقد كانت أفضل شيء حصل لي |
O ümitsizlik girdabından kurtulmak başıma gelen en güzel şeydi. | Open Subtitles | الخروج من تلك الدوامة البئسة أفضل شيء حصل لي على الإطلاق |
Ama işi kapamadın, ve yerel gazetedeki işini bıraktın ve bu başına gelen en güzel olaydı aslında. | Open Subtitles | ولكنّك لم تحصلي عليها, وإنتهى بكِ المطاف تعملين بجريدة محليّة والتي تحوّلت لتصبح أفضل شيء حصل معك. |
Ancak bu şeytani yaratıkların gelişi başıma gelen en güzel olaydı. | Open Subtitles | لكن وصول الفضائيين هو أفضل شيء حصل لي قط |
Çünkü bana ne olursa olsun başıma gelen en güzel şeysin. | Open Subtitles | لأنه مهما حصل لي أنت كنت أفضل شيء حصل |
Sen başıma gelen en güzel şeysin. | Open Subtitles | أنت أفضل شيء حصل لي على الأطلاق. |