Hayır, benimle öleceğini söyledin. Çünkü yapacak daha iyi bir şeyin yok. | Open Subtitles | لا أخبرتني بأنّكِ ستَمُوتي مَعي بسبب انه لايوجد لديكِ شيء أفضل للقيام به |
İnsanların yapacak daha iyi şeyleri yok mu. | Open Subtitles | الناس مع شيء أفضل للقيام من غمز بعض حرفي. |
yapacak daha iyi şeylerim var. | Open Subtitles | أنا لا أقرأ صفحات المجتمع. لدي أشياء أفضل للقيام به |
Bunun için daha iyi bir yol olmalı diye düşündük | TED | لذلك قلنا، يجب أن يكون هناك طريقة أفضل للقيام بذلك. |
O yüzden bunu yapmak için daha iyi bir zaman düşünemiyorum. Gel. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أنني لا يمكنني تصور وقت أفضل للقيام بذلك. |
Yapmanız gereken daha mühim işler çıkabilir. | Open Subtitles | عوامل معمعة عديدة لديكم أموراً أفضل للقيام بها |
ayak takımını uyandırmaktan başka yapacak daha iyi bir işin yok mu, yada tüm gerçek patronların tarafından kovuldun mu? | Open Subtitles | أليس لديك أمر أفضل للقيام به من أزعاج مُوظفيّ، أو أنّك رُفضت من جميع الوظائف الحقيقية؟ |
Hem yapacak daha iyi bir işim var. | Open Subtitles | بالإضافة إلى، أنني لدي شيئاً أفضل للقيام به |
Çalılıklarda oyalanıp senin gibi küçük hergeleleri aramaktansa yapacak daha iyi şeylerim var. | Open Subtitles | لدي أمور أفضل للقيام بها عن أن أركض في البرية |
- Ben mi? Evet, yapacak daha iyi bir işin mi var? | Open Subtitles | نعم، ألديك شيء أفضل للقيام به؟ |
- yapacak daha iyi bir işimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أي شيء أفضل للقيام به. |
Yalnızca bugün yapacak daha iyi şeylerimiz var. | Open Subtitles | فقط أمور أفضل للقيام بها في يومنا. |
yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | .هناك أشياء أفضل للقيام بها على أي حال |
yapacak daha iyi işleri vardır da ondan. | Open Subtitles | لديهم أمور أفضل للقيام بها |
yapacak daha iyi işleri vardır da ondan. | Open Subtitles | لديهم أمور أفضل للقيام بها |
* Geldiğiniz için minnettarım, yani yapacak daha iyi şeyleriniz olmalı. * | Open Subtitles | * سوف أقدر رحيلكم أكتر، أقصد لابد من أن لديكم * * الكثير من الأشياء أفضل للقيام بها * * (ولا أريد أن تصل أي من هذه الكلمات إلى (ويل * |
Bizimkiler değiş tokuş için daha iyi zamanlama yapmak istiyor. O kadar. | Open Subtitles | جماعتي يريدون فقط أن نختار وقت أفضل للقيام بالصفقة، هذا كل مافي الأمر |
Bu işleri yapabilmek için daha iyi bir yol bulmak istiyorsak, sağlam ve kendini organize eden algoritmaları bulmak için Afrika'dan uzağa bakmaya gerek yok. | TED | لذلك إذا كنا نريد إيجاد طريقة أفضل للقيام بذلك النوع من العمل ، نحتاج فقط أن ننظر ليس أبعد من أفريقيا للعثور على خوارزميات التنظيم الذاتي القوية هذه. |
Bunun için daha iyi bir yer bulmamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نعثر على مكان أفضل للقيام بهذا |
Yapmanız gereken daha mühim işler çıkabilir. | Open Subtitles | عوامل معمعة عديدة لديكم أموراً أفضل للقيام بها |