Ama o kadar gürültü yapıyorlardı ki, kimse onun düşüncelerini duyamadı. | Open Subtitles | ولكنّ الغناء كان بصوتٍ عالي لذلك لم يستطع أحدهم سماع أفكارها |
Bir şekilde bizden düşüncelerini gizliyor. Okumalarımızı saptırıyor. | Open Subtitles | لقد أخفتْ أفكارها منّا بطريقة ما، وخدعتْ قراءتنا. |
En gizli düşünceleri, senin muhabirine aktarıldığı haliyle, özel, kişisel ve gerçekleşen tek röportajda. | Open Subtitles | أعمق أفكارها , كما ستبوح بها إلى مراسلك الخاص فى لقاء خاص , شخصى , حصرى |
Annemin düşünceleri. | Open Subtitles | يحتوى على إقتباسات من المشاهير، وكذا أفكارها |
Ekipler ispat var olur olmaz fikirleri çürütüyorlar, çünkü ödüllendiriliyorlar. | TED | تنهي الفرق أفكارها حالما تتوفر الأدلة لذلك لأنهم يكرّمون لذلك. |
Rahat bir şekilde eskiz ressamına gidip,onun aklını okuduğumu,bunun gibi görünen bir adam çizmesini, söyleyemem. | Open Subtitles | ولا أستطيع أن أذهب إلى فنان الرسم التخطيطي وأقول له أنني قرأت أفكارها وأعطه الأوصاف الحقيقية |
Ve şimdi de yeni fikirlerini ve mınçıkalarını Gotham Şehri'ne getiriyor. | Open Subtitles | والآن هي تجلب أفكارها الجديدة و نونشوكس لها إلى مدينة جوثام. |
Zihnine giremiyorum onun, düşüncelerine, anılarına. | Open Subtitles | لا يمكنني الوصول إلى تفكيرها أو أفكارها أو ذكرياتها.. |
Onun düşüncelerini bastırmak, onun kontrolünü yine kaybetmemek için her gün uyanık kalmak. | Open Subtitles | الغرق في كل لحظة من أفكارها كل لحظة الاستيقاظ كل يوم فقط اخسر السيطرة عليها. مجددا |
Onunla konuşamıyordum ama düşüncelerini duyuyordum. | Open Subtitles | لم أستطع الحديث إليها، لكن أمكنني سماع أفكارها |
düşüncelerini ve görüntüsünü geliştirecek her ne varsa çabucak kabullenip kendine uyguluyordu. | Open Subtitles | كانت دائماً سريعــة في استيعاب ... أي شئ من شأنه تحسين أفكارها أو مظهرها |
düşüncelerini duyabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني سماع أفكارها انها بالداخل |
Hislerini, düşüncelerini yabancı birileriyle paylaşmayı çok severdi. | Open Subtitles | أعتقد ، إنها لنتشارك أفكارها معاً |
Kendine ait düşünceleri ve arzuları var ve onu böyle bir yerde tutmak haksızlık. | Open Subtitles | لديها أفكارها ورغباتها الخاصّة. وأن يتم حجزها بمكانٍ كهذا، فالأمر ليس صائباً. |
Çünkü düşünceleri artık başka bir şey üzerinde yoğunlaşmıştı. | Open Subtitles | لأن أفكارها الآن, مركزة في مكان آخر |
Ruhumdaki gizli düşünceleri kaydettiğim bir yer. | Open Subtitles | "حيث سجلت روحي تاريخ كل أفكارها السرية |
Değişim için kışkırtan popüler hareketler önceden belirlenebilir ve fikirleri, kritik bir kitleyi elde etmeden önce liderleri ortadan kaldırılabilir. | TED | الحركات الشعبية الثائرة للتغيير يمكن أن تكشف مبكرا، ويتم القضاء على قادتها قبل أن تحقق أفكارها المطلوبة. |
Çünki, dik fikirleri olan zeki Miss Jane için yeterince iyi değildi. | Open Subtitles | لم يكن جيداً بما يكفي للآنسة جين و أفكارها الخلابة |
Yeğenin ve fikirleri benim sonumu getirecek. | Open Subtitles | ابنة أخيك و أفكارها سيكونا نهايتي في نهاية المطاف |
Aynı Yargıç St. Raven'in, bir kedinin aklını okumaya çalıştığını iddia etmesi gibi. | Open Subtitles | مثل القاضية سانت ريفين عندما ظنت قطتها تقرأ أفكارها |
Üç gün önce buraya gelip fikirlerini sunması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تأتي قبل ثلاثة أيّام وتقدّم أفكارها. |
Onun hafızasına ve tüm düşüncelerine sahibim, onu ben yapan herşeye. | Open Subtitles | لدي كل ذكرياتها وجميع أفكارها... كُلّ شيء يمكن أن يَجْعلُها أنا. |
Ama kafasında fikirler var, ve şimdi de tüm operasyonunun çevresini kuşatmaya başladı. | Open Subtitles | , لكن لديها أفكارها الخاصة و الآن هي تحوم حول عمليتك |
Son düşüncelerinde onun hayatıyla birleşen bir sürü hayatları gördü. | Open Subtitles | في أفكارها الأخيرة... رأت قائمة الأشخاص الذين اِنْضَمّوا إلى روحها |