Tabii ki hatırlıyorum. Hep onu düşünüyorum. | Open Subtitles | بالطبع أذكر قبلتنا أفكر فيها طوال الوقت |
Annemi özlüyorum ve sürekli onu düşünüyorum. | Open Subtitles | أفتقد أمي، ولازلت أفكر فيها كثيراً. |
Bu benim düşündüğüm bir görüştü. | TED | وكذلك تلك هي الرؤية التي كنت أفكر فيها. |
ama aynı zamanda gerçekten bu kadar çok çalışmak zamanıma değecek mi diye düşündüğüm zamanlarda oluyor. | TED | ولكن في نفس الوقت سوف تكون هناك فترات أفكر فيها فيما إذا كان كلّ هذا العمل الشاق يستحق حقّا هذا العناء؟ |
Düşünebileceğim senaryoları aklıma getiriyordum da, kendimi tekmeleyebilirim. | Open Subtitles | حين أفكر في السيناريوهات التي كان يمكن أن أفكر فيها أرغب في ركل نفسي |
Hamilelik önleyici fikirleri düşünmedim bile. | Open Subtitles | وسائل لمنع الحمل. لم أفكر فيها بمجرد التفكير. |
Hatta onun hakkında düşünmeyeceğim bile. | Open Subtitles | أنا لن أفكر فيها أبداً مجدداً |
Ne zaman onu düşünsem nefesim kesiliyor ya da onu gördüğümde kalbim deliye dönüyor. | Open Subtitles | تعلم أنها تنقطع أنفاسي في كل مرة أفكر فيها وعندما أراها يدق قلبي بسرعه |
Ona neler yaptığımı anlatıp, onun neler yaptığını soruyor ve her zaman onu düşündüğümü anlatıyordum. | Open Subtitles | حدثتها عما أفعل وسألتها عما تفعل حدثتها كيف أفكر فيها دائماً |
Ama artık onu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لكن الآن أنا لا أفكر فيها حتى |
Uyandığımda onu düşünüyorum. | Open Subtitles | أخلد للنوم أفكر فيها أستيقظ أفكر فيها |
Her gün onu düşünüyorum. | Open Subtitles | أتعلمي, أنا أفكر فيها فيكليوممنحياتي. |
Her gün onu düşünüyorum ama bu hafta... | Open Subtitles | أجل أنا أفكر فيها يوميا ولكن هذا الأسبوع هو ... |
Ben de onu düşünüyorum. | Open Subtitles | و أنا ايضاً أفكر فيها |
Şimdi bile onu düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكر فيها الآن. |
Aslında benim de düşündüğüm başka şeyler vardı. | Open Subtitles | كما ترى، هناك أشياء أخرى كنتُ أفكر فيها. |
düşündüğüm şey şu, bunu bilmelisin ki ne düşündüğümü bilmeleri şart değil. | Open Subtitles | الأشياء التي كنت أفكر بها فعليك أن تعرف أنها ليست بالضرورة التي أفكر فيها بالفعل |
Bazen... Bazen yanlış kararı verdiğimi düşündüğüm günler oluyor. | Open Subtitles | هناك أفكر فيها أنني لم أتخذ القرار الصائب |
Hiçbirinizin haberi olmadan birkaç nefes çektim ve o zamandan beri aklıma bile gelmedi. | Open Subtitles | نثرت لفتيّ حشيشة في خلسة، ولم أفكر فيها مذاك |
Şu an aklıma gelmeyen diğer onur kırıcı hareketlerden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | وهناك أكثر من ذلك بكثير آلآف الإهانات الأخرى الرهيبة أنا فقط لم أفكر فيها بعد |
Göl evine gitmekten kurtulmanın bir yolu olduğunu hissediyorum sadece henüz düşünmedim. | Open Subtitles | أشعر مثل , أن هناك طريقه لعدم الذهاب الي منزل البحيرة التي لم أفكر فيها بعد |
Ama bunu düşünmedim dersem yalan söylemiş olurum. | Open Subtitles | ولكن سأكون كاذبة إذا قلت أني لم أفكر فيها |
Hatta onun hakkında düşünmeyeceğim bile. | Open Subtitles | أنا لن أفكر فيها أبداً مجدداً |
Onun öyle sıkıştırıldığını ne zaman düşünsem... | Open Subtitles | كل مرة أفكر فيها مثبتة بذلك الشكل |
Ona neler yaptığımı anlatıp, onun neler yaptığını soruyor ve her zaman onu düşündüğümü anlatıyordum. | Open Subtitles | حدثتها عما أفعل وسألتها عما تفعل حدثتها كيف أفكر فيها دائماً |
- Ama... - Artık onu düşünmüyorum bile! | Open Subtitles | -أنا لا أفكر فيها مطلقاً الآن |