ve ben de bir ebeveynim, bu endişe duygusunu anlıyorum. | TED | وأنا أيضًا من أولياء الأمور، أفهمُ هذا الشعور من القلق. |
Şimdi beni Vesüv'e neden getirdiğini anlıyorum. | Open Subtitles | الآن أفهمُ لماذا أردتَ أن تأخذني إلى قمة بركان فيزوف |
Neden kabul etmediğini anlıyorum. Ama insanlığın hayatta kalabilmesi için sürekli hazırlıklı olmalıyız. | Open Subtitles | أفهمُ مشاعركِ لكننا دائماً يجب أن نكون جاهزين |
Bunun nasıl işlediğini anlamıyorum ama ama bu birinin bugüne kadar bana söylediği en tatlı şey. | Open Subtitles | لا أفهمُ كيف يسيرُ هذا الأمر، لكنّه ألطف ما قيل لي على الإطلاق. |
- Evet, uzağım. Yani, insanların neden evlenmek istediklerini anlamıyorum. | Open Subtitles | حسناً، اجل، أعنى، أنا فقط لا أفهمُ لماذا يُريدُ الناس التزوج؟ |
Yo, yo. anladım. Uğradığın için sağol. | Open Subtitles | لا, أنا أفهمُ الأمر وأشكركـَ على قدومِكـَ |
Evet, anlıyorum, ama o seninkini duymak istemiyor. | Open Subtitles | نعم، أفهمُ ذلك لكنها، لا تُريدُ أن تسمعَ صوتَك |
Siz üçünüz, neden burada olduğunuzu anlıyorum, yardım etmek istiyorsunuz ama burada asistan ben olacağım bugün. | Open Subtitles | أنتم الثلاثة أفهمُ سبب وجودكم هنا وأعلمُ أنّكم تريدون المساعدة |
Sayın Başkan, yolcuları kurtarma eğiliminizin olmasını anlıyorum ama gerçek şu ki bu adama güvenmemiz için elimizde herhangi gerekçe yok. | Open Subtitles | أفهمُ يا فخامة الرئيس رغبتكَ الطبيعيّة بإنقاذ المسافرين لكن الحقيقة هي ألّا سببَ لدينا يدفعنا للوثوق بهذا الرجل |
Halkına yardım etmek istediğini anlıyorum ama planın başarısız oldu. | Open Subtitles | أفهمُ أنّك تحاولين مساعدة قومكِ و حسب لكنّ خطّتكِ لم تنجح |
Eşlerimizin neden yakın arkadaş olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أفهمُ أنّ الزوجات أصبحوا صديقات بـ سرعة. |
anlıyorum ama bunun eğlenceli olmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. | Open Subtitles | أفهمُ هذا، لكنّي سـ أكذبُ إذا قلتُ أنّهُ لم يكن ممتعا. |
Hayatım, anlıyorum, ama başka bir şeyler düşünebilirdin. | Open Subtitles | عزيزي , أنا أفهمُ ولكِ ألا يمكِنُك إيجاد شيء آخر ؟ |
Göz var izan var, biliyorum ve anlıyorum ki doğalı iki saat olmuş bir bebek hiç de göz alıcı değil. | Open Subtitles | أنا أفهمُ وأعي فكرياً بأنَّ طفلاً بعمرِ الساعتينِ ليس بالشئِ الجذاب |
Kuşlarla ne derdin var anlamıyorum. | Open Subtitles | إنني لا أفهمُ حقاً ما هي مشكلتكَ مع الطيور؟ |
Sana yaptıklarından sonra bu insanlara nasıl güveniyorsun anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهمُ كيف يمكنكِ الثقةُ في هؤلاء الناس بعد ما فعلوه بكِ. |
Bak, neden hayır demediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | انظري , لا أفهمُ الأمر فحسب لما لم تأبي فعل هذا؟ |
anladım. 12 yaşındaymışım gibi konuşma. | Open Subtitles | نعم، أفهمُ ذلك لا تتكلم معي كما لو كنتُ في الـ12 |
anladım, ama esas işe olabildiğince hızı dönmesini nasıl sağlayacağız? | Open Subtitles | أفهمُ ذلك، ولكن كيف سندعمها في القيام بذلك بأسرع ما يمكننا؟ |
anladım, ondan liderlik yapmasını istiyorsun. | Open Subtitles | أفهمُ أنكَ تتطلَّعُ إليه ليقودكُم |
Ama ben ne yapmak üzere olduğumuzu görüyorum, ve bütün sefil, lanet hayatım boyunca ilk kez sonunda anladığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن بالنسبةِ لي، أنا أرى ما سنقومُ بعملِه و للمرة الأُولى في حياتي البائسَة أشعرُ أني أفهمُ أخيراً |