"أفهمُ" - Traduction Arabe en Turc

    • anlıyorum
        
    • anlamıyorum
        
    • anladım
        
    • anladığımı
        
    ve ben de bir ebeveynim, bu endişe duygusunu anlıyorum. TED وأنا أيضًا من أولياء الأمور، أفهمُ هذا الشعور من القلق.
    Şimdi beni Vesüv'e neden getirdiğini anlıyorum. Open Subtitles الآن أفهمُ لماذا أردتَ أن تأخذني إلى قمة بركان فيزوف
    Neden kabul etmediğini anlıyorum. Ama insanlığın hayatta kalabilmesi için sürekli hazırlıklı olmalıyız. Open Subtitles أفهمُ مشاعركِ لكننا دائماً يجب أن نكون جاهزين
    Bunun nasıl işlediğini anlamıyorum ama ama bu birinin bugüne kadar bana söylediği en tatlı şey. Open Subtitles لا أفهمُ كيف يسيرُ هذا الأمر، لكنّه ألطف ما قيل لي على الإطلاق.
    - Evet, uzağım. Yani, insanların neden evlenmek istediklerini anlamıyorum. Open Subtitles حسناً، اجل، أعنى، أنا فقط لا أفهمُ لماذا يُريدُ الناس التزوج؟
    Yo, yo. anladım. Uğradığın için sağol. Open Subtitles لا, أنا أفهمُ الأمر وأشكركـَ على قدومِكـَ
    Evet, anlıyorum, ama o seninkini duymak istemiyor. Open Subtitles نعم، أفهمُ ذلك لكنها، لا تُريدُ أن تسمعَ صوتَك
    Siz üçünüz, neden burada olduğunuzu anlıyorum, yardım etmek istiyorsunuz ama burada asistan ben olacağım bugün. Open Subtitles أنتم الثلاثة أفهمُ سبب وجودكم هنا وأعلمُ أنّكم تريدون المساعدة
    Sayın Başkan, yolcuları kurtarma eğiliminizin olmasını anlıyorum ama gerçek şu ki bu adama güvenmemiz için elimizde herhangi gerekçe yok. Open Subtitles أفهمُ يا فخامة الرئيس رغبتكَ الطبيعيّة بإنقاذ المسافرين لكن الحقيقة هي ألّا سببَ لدينا يدفعنا للوثوق بهذا الرجل
    Halkına yardım etmek istediğini anlıyorum ama planın başarısız oldu. Open Subtitles أفهمُ أنّك تحاولين مساعدة قومكِ و حسب لكنّ خطّتكِ لم تنجح
    Eşlerimizin neden yakın arkadaş olduğunu anlıyorum. Open Subtitles أفهمُ أنّ الزوجات أصبحوا صديقات بـ سرعة.
    anlıyorum ama bunun eğlenceli olmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. Open Subtitles أفهمُ هذا، لكنّي سـ أكذبُ إذا قلتُ أنّهُ لم يكن ممتعا.
    Hayatım, anlıyorum, ama başka bir şeyler düşünebilirdin. Open Subtitles عزيزي , أنا أفهمُ ولكِ ألا يمكِنُك إيجاد شيء آخر ؟
    Göz var izan var, biliyorum ve anlıyorum ki doğalı iki saat olmuş bir bebek hiç de göz alıcı değil. Open Subtitles أنا أفهمُ وأعي فكرياً بأنَّ طفلاً بعمرِ الساعتينِ ليس بالشئِ الجذاب
    Kuşlarla ne derdin var anlamıyorum. Open Subtitles إنني لا أفهمُ حقاً ما هي مشكلتكَ مع الطيور؟
    Sana yaptıklarından sonra bu insanlara nasıl güveniyorsun anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهمُ كيف يمكنكِ الثقةُ في هؤلاء الناس بعد ما فعلوه بكِ.
    Bak, neden hayır demediğini anlamıyorum. Open Subtitles انظري , لا أفهمُ الأمر فحسب لما لم تأبي فعل هذا؟
    anladım. 12 yaşındaymışım gibi konuşma. Open Subtitles نعم، أفهمُ ذلك لا تتكلم معي كما لو كنتُ في الـ12
    anladım, ama esas işe olabildiğince hızı dönmesini nasıl sağlayacağız? Open Subtitles أفهمُ ذلك، ولكن كيف سندعمها في القيام بذلك بأسرع ما يمكننا؟
    anladım, ondan liderlik yapmasını istiyorsun. Open Subtitles أفهمُ أنكَ تتطلَّعُ إليه ليقودكُم
    Ama ben ne yapmak üzere olduğumuzu görüyorum, ve bütün sefil, lanet hayatım boyunca ilk kez sonunda anladığımı düşünüyorum. Open Subtitles لكن بالنسبةِ لي، أنا أرى ما سنقومُ بعملِه و للمرة الأُولى في حياتي البائسَة أشعرُ أني أفهمُ أخيراً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus