Ben de nispeten küçük bir ulustan geliyorum, İsrail'den ve sekiz milyon İsrailli var, çoğuyla tanışmadım bile. | TED | لقد أتيت من أمة صغيرةٍ حرفياً، اسرائيل، وحيث هناك ثمانية ملايين من الإسرائيليين، الذين لم أقابلهم بعد. |
Evet, onları görmüştüm. Henüz hiçbiriyle tanışmadım. | Open Subtitles | أجل , لقد رأيتهم بالداخل ولكنني لم أقابلهم بعد |
Hayatımı hiç tanımadığım yabancılara yardım ederek geçirdim. | Open Subtitles | لقد كرست حياتي لمساعدة غرباء لم أقابلهم أبدا |
Hepsi az tanıdığım veya hiç tanımadığım kişilerden. | Open Subtitles | إنهم من رجال بالكاد أعرفهم وآخرون لم أقابلهم أبداً |
Tüm bunları hayatımın nasıl eski moda ve dolambaçsız olduğunu vurgulamak için söylüyorum. Çünkü Hong Kong'a, Sidney'e, Vancouver'a ne zaman gitsem, tanıştığım birçok çocuk benden çok daha enternasyonel ve çok kültürlü. | TED | وأنا أقول كل هذا فقط للتشديد على كم هي تقليديه جدًا وواضحة خلفيتي، لأنه عندما أذهب إلى هونغ كونغ أو سيدني أو فانكوفر، معظم الأطفال الذين أقابلهم هم أكثر عالميّه وتعددية ثقافية منّي. |
Aksine, onlarla tanışmamı istiyor. | Open Subtitles | انها تريدني أن أقابلهم |
Aslında yaptığım sen sevdiğim bazı işleri bizzat tanışmadığım insanlarla yaptım. | TED | في الواقع، بعض الأشياء المفضلة التي لم يسبق أن قمت بها هي ما قمت به مع أشخاص لم أقابلهم وجهًا لوجه. |
Daha kimseyle tanışmadım, ki tanışsam bile kelepçe safhasına geçmemiz biraz zaman alır. | Open Subtitles | لم أقابل خارقاً بعد، سأستغرق مدة وحين أقابلهم سأستخدم الأصفاد |
Duymuştum ama hiç tanışmadım. | Open Subtitles | لقد سمعت عنهم من قبل. لكن لم أقابلهم ابداً. |
Daha kimseyle tanışmadım, ki tanışsam bile kelepçe safhasına geçmemiz biraz zaman alır. | Open Subtitles | لم أقابل خارقاً بعد، سأستغرق مدة وحين أقابلهم سأستخدم الأصفاد |
Onlar benim müşterim değil, tanışmadım bile. | Open Subtitles | إنّهم ليسو بعملائي لم أقابلهم قط |
Hayır hiç tanışmadım. Sen tanıyor muydun? | Open Subtitles | كلا، لم أقابلهم قط، هل قابلتهم؟ |
Hiç tanışmadım ama... çocuklarını sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | لم أقابلهم من قبل لكن أعرف أنه أحبهم |
tanımadığım birinden çiçek almak istemediğimden değil tanrı biliyor bir kaç kez aldım da ama sanırım yanlış odaya geldiniz. | Open Subtitles | ليس أنني لا أقبل الزهور من رجال لم أقابلهم من قبل لأنني قبلت بها من قبل لكنني أظن أنك دخلت الغرفة الخطأ |
Ve şimdi hiç tanımadığım bir milyon insan için yapacağım. | Open Subtitles | والآن سأفعله لمليون إنسان لن أقابلهم حتى. |
- Buradaki insanlar... * Ölmeden hemen önce * - ...daha önce tanımadığım insanlar... | Open Subtitles | هنالك أشخاص هنا, لم أقابلهم أبداً, |
Profesyonel bir kumarbaz olarak, tanıştığım insanların kim olduğunu bilmek isterim ki, böylece onlarla oynayabileyim. | Open Subtitles | كونى مقامر محترف أود أن أعرف الأشخاص الذين أقابلهم لربما ألعب معهم القمار فى وقت ما |
Her uçuşta tanıştığım insanlar, tek servislik arkadaşlıklar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين أقابلهم كل رحلة هم حصه واحده من الأصدقاء |
tanıştığım bazı erkekler çok dar görüşlü nasıl diyorsunuz, tutucu. | Open Subtitles | بعض الرجال الذين كنت أقابلهم كانوا... كيف تقولها, غير مرتاحين؟ |
- Tully onlarla tanışmamı istedi. | Open Subtitles | لقد أراد (تولي)مني أن أقابلهم. |
Hiç tanışmadığım insanlarla nasıl dalga geçebilirim ki? | Open Subtitles | كيف يمكنني أن أسخر من أشخاص لم أقابلهم ؟ |