"أقدامهم" - Traduction Arabe en Turc

    • ayaklarını
        
    • ayaklarının
        
    • ayak
        
    • ayakta
        
    • Ayaklarına
        
    • ayaklarından
        
    • ayaklarında
        
    • yaya
        
    • ayağa
        
    • Ayakları
        
    • bacaklarını
        
    Sıkı şekilde yalıtılmış penguenler uzanarak çıplak ayaklarını esintide serinletiyor. Open Subtitles ،تتمدد البطاريق شديدة العزل فتبرد أقدامهم العارية مع نسيم الهواء
    Sizin bir parça bandı sıyırmanız gibi onlarda ayaklarını zeminden sıyırıyorlar. TED يقشرون أقدامهم عن السطح كأنك تقشر قطعة شريط لاصق
    Termodinamikler üzerine öğrenmek isterseniz, ördek iyi bir başlangıç, mesela neden ayaklarının üşümediği. TED أذا أردت أن تتعلم عن الديناميكا الحراية، فيمكنك أن تبدأ بالبط، على سبيل المثال، سبب عدم برودة أقدامهم.
    Sokaklarımız ayak izlerini bırakmayı hak etmiş insanlarla dolu. Open Subtitles الآن مملوءة بالجماهير و قد اكتسبت آثار أقدامهم
    Sahip olacakları tek şans ayakta durmalarını sağlayacak bir rehabilitasyon merkezi. Open Subtitles الفرصة الوحيدة لهم هى إعادة التأهيل هذا ما سيساعدهم للوقوف على أقدامهم
    Milyarderler, bu gibi şeyleri Ayaklarına dolamak istemezler. Open Subtitles المليارديرات لا اكتساح الاستقبال قبالة أقدامهم.
    ayaklarından asılan insanları, toplum içinde aşağılanarak ayaklar altında ezilenleri gördüm. Open Subtitles رأيت أناس معلقين من أقدامهم تعرض الناس لأعمال ذلّ علنية وداسوهم
    ayaklarında parmakların olması gereken yerde, iğrenç, güdük, dört köşe uçlar vardır. Open Subtitles أقدامهم لها نهايات مربعة و بها جذوع مقززة بدلاً من أصابع القدم
    Sonra da rahipler, 101 rahip, için bir ziyafet vermeli ayaklarını yıkamalı ve ayaklarını yıkadığım suyu içmeliydim. TED وبعد ذلك، يجب علي أن أنظم وليمة ل101 من الكهنة، وأغسل أقدامهم وأشرب تلك المياه.
    Ne dediklerini duyabiliyorum ve ayaklarını görebiliyorum. TED أستطيع أن أسمع ما يقولونه وأستطيع أن أرى أقدامهم.
    Bir şeyden haberleri yok, benim yok edici silahım onların ayaklarının altında gömülü. Open Subtitles و حتى الآن لا يعرفون أن أسلحة التدمير خاصتى مدفونة تحت أقدامهم
    Erkekler yumurtaları hala ayaklarının üstünde, birbirine yaklaşıp gruplar oluşturuyor. Open Subtitles الذكور، يختلطونفي مجاميع، بيضهم مازال مُخزن فوق أقدامهم.
    Hoplayanlar hatta ayaklarının arasındaki perdeleri paraşüt gibi kullanarak süzülenler vardır. Open Subtitles هناك أيضاً من يقفـز حتى أن هناك من يطيرون الذين يستخدمون الأغشيه التى فى أقدامهم مثل المظلات
    "Burası dünyalıların aya ilk defa ayak bastıkları yer." Open Subtitles هؤلاء الرجال من كوكب الأرض هم أول من وضعوا أقدامهم علي القمر
    Her adımlarında her ayak izlerinde, normal ayak izlerinden daha da büyürler. Open Subtitles كل خطوة يقومون بها بآثار أقدامهم أكبر من سيطرتهم
    200, 000 taraftar ayakta ve yeşil bayrak havaya kalkıyor. Open Subtitles 200000 معجب واقفون على أقدامهم و الراية الخضراء تلوح في الهواء
    Bütün stadyum ayakta ve son atağı izlemek için hazırlar. Open Subtitles كلا طرفى المشجعين على أقدامهم الان وهُم مستعدون لمشاهدة هذه اللعبة
    Yakınıma gelirlerse, aynısını yapacağım ve bu sefer Ayaklarına nişan almayacağım! Open Subtitles إذا إقتربوا أكثر هم سيصبحون مثل ذلك ولن أهدّف نحو أقدامهم!
    Ayaklarına bastığım ya da yanlış tuvalete girdiğim için. Open Subtitles في الغالب أنا دعست على أقدامهم أو دخلوا الحمام الخطأ
    Orada boğazlarına kadar battıkça pisliğe kendi ayaklarından kötü koktular. Open Subtitles إنهم يتخبطون بكل قواهم ليتخلصوا من الوحل النتن الذي علقت فيه أقدامهم
    Kardeşlerinin ayaklarında bir sorun var gibi! Open Subtitles يبدو أن أخوتك لديهم بعض المشاكل في أقدامهم
    Tekrarlıyorum. Üç kişi yaya olarak kubbeye geliyor. Open Subtitles ـ فلتجلوهم ينبطحون ـ أكرر ثلاثة على أقدامهم متجهين للقبّة
    Şu bağlamda düşünün: 5.93 milyon yıl önce eski zamanlardaki ilk atalarımız ayağa kalktı. TED ولكن لوضع ذلك في سياق الكلام: قبل ٥،٩٣ مليون سنة وكان ذلك عندما قام أسلافنا الأوائل وقوفاً على أقدامهم.
    Su rezervlerine konduklarında, küçük Ayakları ölümcül bakteriyi su yüzeyini yarmadan bulaştıracak. Open Subtitles يهبطون على خزانات الماء أقدامهم الصغيرة تنقل بكتيريا قاتلة بدون تحريك سطح الماء
    Bir avuç şişman kadını çiçekli boneler ve mayolar içinde umursamadan bacaklarını havaya fırlatmalarını görmenin etkisi küçümsenemez. TED كان أثر رؤية مجموعة من النساء السمان في أغطية رأس وملابس سباحة موردة رافعات أقدامهم بالهواء بلا اكتراث أثرا لا يمكن الاستهانة به

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus