Senin gibi küçük yalnız bir kızken her zaman kızımın en iyi arkadaşım olmasını düşlerdim. | Open Subtitles | حينكنتصغيرةوحيدة.. حلمت دوماً أن ابنتي ستكون أقرب أصدقائي |
12 yaşımdan beri en iyi arkadaşım. Şu an denizci. | Open Subtitles | أقرب أصدقائي منذ عمر الثانية عشر إنّه بالأسطول الأن |
En yakın dostlarımdan birine yardım etmeme sebebini öğrenmek istedim. | Open Subtitles | شعرت بفضول لمعرفة سبب رفضك مساعدة أحد أقرب أصدقائي |
En yakın dostlarımdan biri askeri tabip. | Open Subtitles | يعمل أحد أقرب أصدقائي طبيبًا عسكريًا. |
Vaftiz oğlum. Bildiğin gibi babası da en yakın arkadaşımdı. | Open Subtitles | إنه إبني بالعماد و والده كان أقرب أصدقائي |
Tabi ki ben babama her şeyi anlatırım. Babam benim en yakın arkadaşım. | Open Subtitles | بالطبع فعلت ، أخبر أبي كل شيء، أبي هو أقرب أصدقائي |
Kravatımı En yakın arkadaşlarımdan birisi olan bu güzel kadına bağlatmak. | Open Subtitles | ولقد كان وقعه رائع ها أنا تربط لي ربطة العنق هذه الفتاة الجميلة والتي أيضاً تعتبر أقرب أصدقائي |
Hiç evlenmedim, çocuğum olmadı ama geçtiğimiz beş yıl içinde yakın arkadaşlarım ve ailemden 17 kişiyi toprağa verdim. | Open Subtitles | لم أتزوج أبدا و لم أرزق بأطفال لكن في الخمس سنوات المنصرمة قمت بدفن 17 من أقرب أصدقائي و عائلتي |
Washington'a kongre üyesi olarak gelmemden sonraki 25 yıl boyunca kendisi yakın arkadaşlarımdan biri olmuş ve bana danışmanlık yapmıştır. | Open Subtitles | طيلة 25 عاماً، مُنذ أتيت إلى "واشنطن" كأحد أعضاء الكونغرس... كان أقرب أصدقائي ومُستشاريّ. |
Ama sadece kardeşim değil, aynı zamanda en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | لكنه ليس فقط أخي بل أقرب أصدقائي أيضا |
Ve en iyi arkadaşım benden boşandı, | Open Subtitles | و أقرب أصدقائي طلقني |
En yakın dostlarımdan biri askeri tabip. | Open Subtitles | يعمل أحد أقرب أصدقائي طبيبًا عسكريًا. |
Charles Vane şu hayattaki en yakın arkadaşımdı. | Open Subtitles | كان (تشارلز فين) من أقرب أصدقائي في العالم |
Benim en yakın arkadaşım şu anda hastanede. | Open Subtitles | وعائلتك، حتى أن أقرب أصدقائي يرقد في المستشفى الآن |
Hank Mardukas, IBM'deki ilk yılımızdan bu yana en yakın arkadaşım olmuştur. | Open Subtitles | (هانك ماردوكس) أنه أقرب أصدقائي منذ أول عام لنا في (أي بي إم) |
Sadece, şu sıralar, En yakın arkadaşlarımdan biriyle takılmak iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت فقط أنه في أثناء ذلك سيكون من الممتع أن أتسكع مع واحد من أقرب أصدقائي |
En yakın arkadaşlarımdan biriydi. | Open Subtitles | إنه أحد أقرب أصدقائي |
-En yakın arkadaşlarım. | Open Subtitles | - أقرب أصدقائي |
Kat'in En yakın arkadaşlarımdan biri olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم أن (كات) هي واحدة . من أقرب أصدقائي |