| Daha önce müttefiklerine verdiğin sözleri bozdun ve ilk fırsatta onları öldürdün. | Open Subtitles | لقد خنثت وعودًا لحلفاء من قبل وقتلتهم في أقرب فرصة تسنح لك |
| - Mulder -- Eline geçen ilk fırsatta öldürecektir, ama o yaşlı çifti öldürmeyecek. | Open Subtitles | إنه سوف يقتل فى أقرب فرصة تتاح له لكنه لن يقتل الزوجين العجوزين |
| Beni geri ara. İlk fırsatta. | Open Subtitles | عاود الاتصال بي، عاود الاتصال بي في أقرب فرصة |
| En yakın zamanda lütfen beni arayın. | Open Subtitles | رجاءً لا تكن متردداً بالاتصال بي في أقرب فرصة مناسبة لكم. |
| Ona ithamlarınla ilgili görüşmek için seninle en yakın zamanda temasa geçmeliyim. | Open Subtitles | و أريد أن أتناقش معكِ بخصوص إتهامته لكِ في أقرب فرصة |
| Ve tabii ki, şüphesiz Kaptan Ramsey'in önerisiyle, ...Komutan Teğmen Hunter'ın olabildiğince kısa sürede göreve atanması kabul edilmiştir. | Open Subtitles | و بنائاً على الأخذ ... بتوصيات كابتن رامزي ... أن يولى الرائد بحري هنتر القيادة في أقرب فرصة متاحة |
| Seni en kısa zamanda arayacağını söyledi. | Open Subtitles | نعم لقد قال لي أنه سيتصل عليك في أقرب فرصة |
| Size uygun olan en kısa zamanda Austin'deki ofisime uğrayın. | Open Subtitles | إذن سيكون لطفا منك أن تزوريني بمكتبي بأوستن في أقرب فرصة |
| O iyilik timsali ilk fırsatta ötecektir. | Open Subtitles | ذلك المتملق شيشي بنا في أقرب فرصة تواتيه. |
| Kuvvetleri iki katına çıkarın. İlk fırsatta harp meydanında Trakyalı'yla çarpışacağım. | Open Subtitles | اجعلهم يضاعفوا جهودهم، أود الهجوم على الثراسي في ساحة المعركة في أقرب فرصة |
| İlk fırsatta beni arar mısınız lütfen? | Open Subtitles | هلا يُمكنك تعاود الإتصال بي في أقرب فرصة لك، لو سمحت؟ |
| Şöyle ki, sadakatin olayı... sadakat görmek için sadakat göstermen gerekir... ve sen eline geçen ilk fırsatta onu terk ettin. | Open Subtitles | الولاء هو أنه عليك أن تعطي ولاءً لتأخذ ولاءً وأنت غدرت بها في أقرب فرصة سنحت لك |
| Daha önce müttefiklerine verdiğin sözleri bozdun ve ilk fırsatta onları öldürdün. | Open Subtitles | لقد قطعت الوعود للحلفاء من قبل وقتلتهم في أقرب فرصة. |
| Daha önce müttefiklerine verdiğin sözleri bozdun ve ilk fırsatta onları öldürdün. | Open Subtitles | لقد نكثت بعهود حُلفاء سابقين ثم قتلتهم في أقرب فرصة |
| Daha önceki bir açıklamada ayni sözcü demişti ki tutuklu ilk fırsatta kaçacağını açıkladığı için el ve ayaklarının sürekli bağlı tutulması gerekli görülmüştür. | Open Subtitles | بعد أن ذكر نيته في الهروب عند أقرب فرصة... ذكرتم أنه من الضروري... أن يبقى السجين مقيّداً... |
| Lütfen en yakın zamanda çağrılarıma dönün. | Open Subtitles | ااه، نعم، من فضلك أن تعاود مهاتفتي فى أقرب فرصة. |
| Tamam, yapabildiğin en yakın zamanda raporunu bana getir. | Open Subtitles | حسناً، ناولاني تقريركما في أقرب فرصة |
| Daha fazlasını yakın zamanda çözmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن أكتشف ذلك في أقرب فرصة |
| Tahlillerle ilgili. Bunları en kısa sürede öğrenmek istiyordur. | Open Subtitles | بعض الفحوص التى أعلم أنة سيود معرفتها فى أقرب فرصة بقدر الأمكان |
| Mümkün olan en kısa sürede onunla konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | نرغبُ بالحديث معها في أقرب فرصة ممكنة |