Gerginim. Herhangi bir saygısızlık yapmak istememiştim. | Open Subtitles | آسف، أنا عصبي بزيادة لم أقصد أي ازدراء |
Özür diliyorum Peder. Hakaret etmek istememiştim. | Open Subtitles | أعتذر يا أبتي، أنا لم أقصد أي إهانة |
Öyle bir niyetim yok zaten. En azından bir fikrin vardır. | Open Subtitles | نعم، أنا لا أقصد أي شيء على الأاقل لديك فكرة |
Hiçbir şey demek istemedim. Modadan da anlamam. Harika görünüyorsun. | Open Subtitles | لم أقصد أي شيء بكلامي لا أفقه شيئاً في الموضة، تبدين رائعة |
Saçmalıyorum. Muhtemelen bunların hiçbirinde ciddi değildim. | Open Subtitles | أنا سخيف، ربما لم أقصد أي من هذا |
Size saygısızlık etmek istemem ve tabii başlarından onca şey geçen bu küçük arkadaşlarımıza da fakat bu hikayenin doğru olması ihtimal dahilinde bile değil. | Open Subtitles | بدون أن أقصد أي إهانة وخاصة لأصدقائي الصغار الذين واجهوا الأمر مباشرة رواية كهذه تبدو صعبة التصديق إلى حد كبير |
"Cehalet" kelimesini, elbette kısmen de olsa bilinçli bir şekilde tahrik etmek için kullanıyorum, çünkü cehaletin çok fazla kötü çağrışımı var ve bunların hiçbirini kastetmiyorum. | TED | وأستعمل الآن كلمة ''جهل''، بطبيعة الحال، متعمدا أن أكون مستفزا بشكل ما، لأن الجهل يملك الكثير من الدلالات السلبية وبالتأكيد لا أقصد أي من تلك الدلالات. |
Herhangi bir kötü niyetim yoktu. | Open Subtitles | أنا لم أقصد أي أذى |
- Özür dilerim, gülmek istememiştim. | Open Subtitles | آسفة, لا أقصد أي شيء خاطىء بضحكتي هذه |
Zarar vermek istememiştim. | Open Subtitles | لم أكن أقصد أي ضرر |
Pilot, zarar vermek istememiştim, tamam mı? | Open Subtitles | بايلوت)، لا أقصد أي أذى، موافق ؟ |
- Hayır! Kaba olmak istememiştim. | Open Subtitles | - لا، لم أقصد أي وقاحة |
Sana zarar vermek istememiştim. | Open Subtitles | لم أكن أقصد أي أذى... |
Sadece konuşmak istiyorum. Kötü bir niyetim yok. | Open Subtitles | أريد التحدث فحسب لا أقصد أي ضرر |
-Kötü bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | , لم أكن أقصد أي ضرر . السيد (غيسبون) كان لديه عمل في (لندن) |
Başka bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | أنا لم أقصد أي شيء به |
-Öyle demek istemedim. | Open Subtitles | لم أقصد أي شيء من هذا القبيل |
Onu söylerken öyle demek istemedim. | Open Subtitles | أنا لم أقصد أي شيء بذلك |
Söylediklerimin hiçbirinde ciddi değildim. | Open Subtitles | " أنا غاضبة من " جو لم أقصد أي كلمة |
Hepsi bu adamım saygısızlık yapmak istemedik. | Open Subtitles | هذا كل شيء هو. المتأنق، ونحن لم أكن أقصد أي ازدراء. |
Lütfen bil ihmal etmeye niyetim yok. | Open Subtitles | رجاءًا فلتعلم إنني لم أقصد أي تقليل من شأنك بهذا |
- Özdemir Erdoğan. Hayır, bir şey kastetmiyorum. Klasik müzikte karar kıldık sanıyordum. | Open Subtitles | لا، لم أقصد أي شيء ظننت أننا أتفقنا على عزف على الأوتار |
Afedersin, ama kötü niyetim yoktu. | Open Subtitles | معذرةً لم أقصد أي شيء |