Öyle demek istememiştim, sadece bana ait birkaç şeyi geri getirmek için aramış. Hepsi bu. | Open Subtitles | لم أقصد هذا, انها تحاول فقط إعادة علاقتنا هذا كل شىء |
Öyle demek istemedim. Sadece iş bulduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أقصد هذا بسؤالي ، أنا لم أكن أعلم أنّ لديكَ وظيفة ، فحسب. |
Hayır, sen-- Sen söylediğimi yanlış anladın, ben Öyle demek istemedim. | Open Subtitles | الآن هذا ، أنت فهمتي كلامي بالشكل الخاطئ ، لم أقصد هذا |
Demek istediğim bu inanılmaz. | TED | أقصد هذا مذهل. هذه فتاة ذات 11 عاماً – رسمت هذا |
niyetim bu değildi, değil de ama eskiden kim olduğunu hatırlaman gerekiyor. | Open Subtitles | . لم و لن أقصد هذا ابداً . ولكنني احتاجك لأن تتذكري , من انت |
Kastettiğim o değildi. | Open Subtitles | لست أقصد هذا |
Amacım bu değildi. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | و لكني لم أقصد هذا أبداً |
- Ben onu kastetmemiştim aslında. Çoktan geriye gittim zamanda. | Open Subtitles | في الواقع، لم أكن أقصد هذا أنا نوعاً ما سافرت بالزمن فعلاً |
Aslında Öyle demek istememiştim. | Open Subtitles | عن ماذا تتحدث ؟ أسمع . لم أكن أقصد هذا |
Tamam da Öyle demek istemedim. | Open Subtitles | حسناً .. ولكني لم أقصد هذا المعني |
Bu haksızlık, anne. Biliyorsun Öyle demek istemedim. | Open Subtitles | هذا جائر أمي تعلمين أني لا أقصد هذا |
Öyle demek istemedim. Ben sadece seni özlüyorum. | Open Subtitles | أنا لم أقصد هذا, أنا فقط إشتقت إليك |
Hildy, Öyle demek istemedim. Özür dilerim. | Open Subtitles | هيلدي ، لم أقصد هذا آسف |
Lütfen, özür dilerim. Öyle demek istemedim. İstemedim. | Open Subtitles | آسف, لم أقصد هذا لم أقصد |
Oh, yapma. Öyle demek istemediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أني لا أقصد هذا |
Demek istediğim, bu yüzden bu kadar iyisin kariyerinden vazgeçmen gerekmedi. | Open Subtitles | أنا أقصد هذا هو سبب كونك ذكية للغاية أنتِ لم تضطرين للتخلي عن حياتك المهنية |
Bu, senin babanın düşüncesizliğiymiş fakat benim demek istediğim bu tür bir zorlama değildi. | Open Subtitles | ...كانت قسوة من أبيكِ لكنني لا أقصد هذا النوع من الإجبار |
Gitmem gerek. Sizi kırdıysam, niyetim bu değildi. | Open Subtitles | ينبغي أن أذهب - لو أنني أسأت إليك, فأنا لم أقصد هذا - |
Benim Kastettiğim o değildi. | Open Subtitles | لم أقصد هذا |
Amacım bu değildi. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | و لكني لم أقصد هذا أبداً |
O ikinci kocamdı. Allah biliyor, onu yakmak istememiştim. Ama üçüncü kocam Buck... | Open Subtitles | يعلم الله أنني لم أقصد هذا له لكن زوجي الثالث باك كان جيداً معي |
Sana garanti veririm. Hayır, hayır. Onu kastetmemiştim. | Open Subtitles | لا , لا , لم أقصد هذا إليك الأمر |