Algılama sistemlerindeki kablolardan o kısımlara olan uzaklık düşünce kısmı korteksden geçen kısımlardan daha kısa. | TED | ان القنوات التي تصل بين الحواس و تلك المستقبلات ومضات العصبية هي أقصر من تلك تنقل الافكار الى القشرة الدماغية |
Diğerlerinden daha yalnız olan insanlar, daha mutsuz olduklarını, sağlıklarının orta yaşların başlarında bozulduğunu, beyin fonksiyonlarının daha erken gerilediğini ve yalnız olmayanlardan daha kısa yaşadıklarını anlar. | TED | الناس الذين هم أكثر عزلة وجدوا أنهم أقل سعادة، تتراجع صحتهم أسرع في منتصف العمر، أداء أدمغتهم يتراجع عاجلا ويعيشون حياة أقصر من الناس الذين يحاطون بأحبائهم |
Çoğunuz, ailelerinizden daha kısa bir yaşam süresine sahip olmaya başlamanıza rağmen, ölümsüzlüğün yenilenmesi beni endişendirdi. | TED | كنت مشغولاً بالإبداع في الحياة الأبدية، رغم أن العديد منكم أصبحوا يعيشون حياة أقصر من تلك التي عاشها آباؤكم. |
Hayat yangından korunmak için çok kısa. Hadi dışarı çıkıp, çiçek toplayalım. | Open Subtitles | الحياة أقصر من أن نهدرها على اجراءات الحريق، لنخرج ونقطف الأزهار البرية. |
Asil olmak için fazla kısa olduğumu düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | لا تظن أنني أقصر من أن يتم تبجيلي؟ |
Nasıl oluyor da babasından bir baş kadar kısa olan bir çocuk onu yukarıdan bıçaklayabiliyor? | Open Subtitles | كيف يمكن للفتى أن يقوم بهذا وهو أقصر من أبيه كيف يمكن أن يطعنه من الأعلى ؟ |
Cesedin üzerindeki sıçrama aralıklarına bakılırsa katil, Wayne Randall'dan ufakmış. | Open Subtitles | قال صاحبي إنّ نمط التجويف في هذه الجثّة يشير إلى القاتل أقصر من (وَين راندل) بكثير |
Yanlarla enseyi kısalt. | Open Subtitles | أقصر من الجانبين والخلف |
Bizler, son dört nesildir yetişkinler çocuklarımızı kendi ebeveynlerinden daha kısa bir yaşam süresi ile ödüllendirdik. | TED | نحن، البالغين من الأربع أجيال الأخيرة، قمنا بوضع أطفالنا أمام مصير لفترة حياة أقصر من التي يقضيها آبائهم. |
Bence üç metre kuyruk için oldukça iyi ama az daha kısa olsa çok şeker görünür. | Open Subtitles | عشرة اقدام من مؤخرة الثوب ستكون مناسبه بإعتقادي لكن لو كان أقصر من ذلك سيكون أفضل |
Bir kolu diğerinden daha kısa. Ben de şöyle düşünmeye başladım. | Open Subtitles | أحد الذراعين كان أقصر من الآخر لذا دفعني هذا للتفكير |
Bir parmak diğerinden daha kısa. Aileden geliyor. | Open Subtitles | إبهام أقصر من الآخر إنه أمر متوارث في العائلة |
Özellikle de böyle bir fırsat çıktığında herkesinkinden daha kısa olacak. | Open Subtitles | وبخاصة عندما تكون هناك فرصة محتملة أن يكون أقصر من أعمار الآخرين |
Banyo ile yatak odası arasındaki mesafe içeriye göre dışarıdan daha kısa. | Open Subtitles | المسافة من المرحاض إلي غرفة النوم تكون أقصر من الخارج عنها من الداخل. |
Doğuştan bir bacağı daha kısa olduğu için iki bacağı da normal boyutta olsun diye senin gibi llizarov iskeleti taktırmak için ameliyat olması gerekti. | Open Subtitles | ولدت بساق أقصر من الآخرى لذا اجريت لها جراحة ومثبت مثلك حتى يصبح طول الساقين واحد |
Birini seviyorsan hayat, onu sevdiğini söylememek için çok kısa. | Open Subtitles | الحياة أقصر من أن لا تقول لشخص بأنّك تحبّه إن كنت كذلك. |
Hayat yanında biri olmadan yaşamak için hem çok kısa hem çok uzun. | Open Subtitles | الحياه أطول و أقصر من أن تقضيها دون رفيق |
Hayat seninle uğraşmak için fazla kısa. | Open Subtitles | الحياة أقصر من أن أهدرها عليك |
Kendini toplaman gerek. Hayat böyle şeylere harcanmayacak kadar kısa. | Open Subtitles | تمالك نفسك فالحياه أقصر من أن تقضيها هكذا |
Benim elemana göre cesedin üzerindeki sıçrama aralıklarına bakılırsa katil, Wayne Randall'dan ufakmış. | Open Subtitles | قال صاحبي إنّ نمط التجويف في هذه الجثّة يشير إلى القاتل أقصر من (وَين راندل) بكثير |
Yanlarla enseyi kısalt. | Open Subtitles | أقصر من الجانبين والخلف |
Bu açıklama normalden kısaydı. | Open Subtitles | حسناً ، هذا التوضيح كان أقصر من المُعتاد |
Senin yaşın için biraz kısa olduğunu ve bundan bahsetmemeleri gerektiğini yazarım. | Open Subtitles | سأكتب أنك أقصر من سنك ولكن يجب ألا يذكروا ذلك لك |