| Aracımız dünyayı Bir saatten az bir süre içinde dolaşmalı. | Open Subtitles | لدينا طائرة نسافر بها حول العالم في أقل من ساعة |
| Bu makaranın gitmesine Bir saatten az var. Sen oturana kadar bekleyecek miyiz? | Open Subtitles | تبقى أقل من ساعة حتى ننتهى من هذا العمل أيمكنك الانتظار حتى ننتهي؟ |
| Avukatlarının seni Bir saat bile geçmeden serbest bırakacaklarını biliyor. | Open Subtitles | هو يعلم أن محامينك سوف يخرجونك فى أقل من ساعة |
| Sen doğalı Bir saat bile olmadı. Bir bebek gibisin adeta. | Open Subtitles | ،لقد وُلدت قبل أقل من ساعة فأنت الآن كالرضيع |
| Rick Rosen, Bir saatten daha kısa bir süre içinde bir sunum yapmamızı bekliyor. | Open Subtitles | ريك روزن يتوقع وصولنا خلال أقل من ساعة لعمل مقابلة معه |
| İsyancılar, bir saatten daha az bir zamanda üç helikopterimizi düşürdü. | Open Subtitles | الثوار أسقطوا ثلاثة من مروحياتنا فى أقل من ساعة |
| Bir saat içinde, uçaklarımız dünyanın diğer yerlerinden gelen uçaklarla buluşacaklar. | Open Subtitles | في أقل من ساعة ستلحق الطائرات من هنا بذويها في أنحاء العالم |
| Bu da demektir ki Bir saatten az vaktimiz var. | Open Subtitles | الساعة الـ 10: 50 أي أن لدينا أقل من ساعة |
| Kıyı boyunca bir tur. Bir saatten az sürer. | Open Subtitles | مجرد جوله قرب الساحل أقل من ساعة بأي حال من الأحوال |
| Bir saatten az bir zaman sonra buradaki uçaklar, dünyanın diğer bölgelerindeki uçaklara katılacak. | Open Subtitles | في أقل من ساعة ستلحق الطائرات من هنا بذويها في أنحاء العالم |
| Günde Bir saatten az televizyon seyredenler. | Open Subtitles | الواتي يراقبن التلفزيون أقل من ساعة في اليوم |
| Yürüyerek evime Bir saatten az bir zamanda ulaşabilirim. Acele etmeden... | Open Subtitles | على الأرجل, سأرجع الى بيتى فى أقل من ساعة |
| Bir saat önce Keşif pilotlarımızın çektiği fotoğraflardan biri bu. | Open Subtitles | هذه صور أُخذت بطائرة إستطلاع منذ أقل من ساعة |
| Bir saat olmuyor. Üst katta. Soğumuş. | Open Subtitles | منذ أقل من ساعة إنها هناك متجمدة في الأعلى |
| Rick Rosen, Bir saatten daha kısa bir süre içinde bir sunum yapmamızı bekliyor. | Open Subtitles | ريك روزن يتوقع وصولنا خلال أقل من ساعة لعمل مقابلة معه |
| Birileri, Bir saatten daha kısa süre önce CTU'ya girmek için çalıntı bir anahtar kart kullanmış. | Open Subtitles | أحدهم استعمل بطاقة دخول مسروقة للتسلل إلى الوحدة منذ أقل من ساعة |
| Başkan Logan, bir saatten daha az bir zaman içinde anlaşmaı imzalayacak. | Open Subtitles | سيقوم الرئيس لوجان بتوقيع الإتفاقية خلال أقل من ساعة |
| - Bizi öldürmek neymiş görecekler. - Bir saatten daha az süremiz var. | Open Subtitles | ذلك سيعلمهم أن يقتلونا لدينا أقل من ساعة |
| Onu 1 saat içinde bulacağız. | Open Subtitles | سوف نضربه في أقل من ساعة جيد ، أضربة بشدة |
| Güzel, bir saatten kısa bir süre sonra fırlatma bölgesine geleceğiz. | Open Subtitles | جيد. سنكون في موقع الإطلاق في أقل من ساعة. |
| - Baba, yapma! Bana telefon gelirse, Bir saate kalmaz banyodan çıkarım. | Open Subtitles | قم بالرد على الهاتف، وإذا كانت المكالمة لي فأنا سأخرج من الحمام في أقل من ساعة بالطبع |
| Hayır, aslına bakarsan tesisteki güvenliğe göre Bir saat kadar önce herifin teki rutin müfettişin yerine geldiğini iddia etmiş. | Open Subtitles | لا ، في الواقع ، وفقاً لأمن المُنشأة ظهر رجل هُناك منذ أقل من ساعة |