Ama bir gün, Jenipher'ın oğlu, onu uygulamamızı indirmesi ve kredi başvurusu yapması için ikna etti. | TED | ولكن في يوم ما، أقنعها إبنها بتثبيت برنامجنا على هاتفها، وتقديم طلب للحصول على قرض. |
Senin kuşhaneye onu ikna etmek için epey uğraştım. | Open Subtitles | كان ذلك صعباً على حتى أقنعها أن تسمح لك ببناء القفص |
Bu tam Light-kun'un tarzı... tam bir ikna yeteneği. | Open Subtitles | نعم هذا هو لايت كن الذي نعرفه لقد أقنعها تماما |
Yani Shane için en iyi olan şeyin,kendisinin karşı tarafa geçmesi olduğuna Colleen'i ikna etmeliyim. | Open Subtitles | مما يعني بأنه يجب علي أن أقنعها بأن أفضل طريقة له بأن تمضي في سبيلها |
Edebilse bile onu Internet'te bir iblis olduğuna nasıl inandıracağım? | Open Subtitles | حتى إن كانت تستطيع ، كيف أقنعها بوجود شيطان على الإنترنت ؟ |
Ve insanlar ikna olup ona, sorun yokmuş gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | من يستطيع إقناع شخص ما بأن جسمه بدين نسبياً؟ وطريقة معاملة الناس لها أقنعها بذلك |
Demek istediğim, muhtemelen kendi çocuğunu öldürdüğüne ikna eden kişide oydu. | Open Subtitles | إنه على الأرجح من أقنعها أنها قتلت طفلها |
Onu hafta sonunda bütün kişiliğimin değiştiğine ikna edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقنعها أنني غيرت شخصية حياتي بأكملها في عطلة نهاية الاسبوع |
Ben de Stella Clifton'u, Veridian'da çalışmasına ikna etmek için yemeğe götürdüm. | Open Subtitles | قمت بأخذ ستيلا كليفتون للعشاء كي أقنعها أن تعمل لدى فيريديان |
Ajan onu birlikte kaçması için ikna etti çocuğu da kendi çocuğu gibi büyütecekti. | Open Subtitles | لذا ، أقنعها العميل أن تهرب معه وأنه سوف يربّي الطفل كأنه ابنه هو |
Şu an sadece, karımı nefret ettiği yere gitmeye kimin ikna ettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف من أقنعها بالذهاب إلى مطعم تكرهه |
Cade'e ulaşması ve başkente getirmesi için ikna etmeliydim. | Open Subtitles | كان عليّ أن أقنعها أن تتواصل معه و تحضره للعاصمة. |
Kocası, Bayan Havisham'ı, kardeşi Arthur'un fabrikasındaki hissesini çılgın bir fiyata almaya ikna etti. | Open Subtitles | وقد أقنعها ان تشتري نصيب اخيها في مصنع الجعة بسعر هائل اذاً ,حين يصبح زوجها سيتمكن من ادارة المصنع كله |
Ama Angelo, Brizia'yı tanıklık yapmaya ikna etti. | Open Subtitles | بريزيا أيضا، حتى أقنعها أنجيلو بأن تشهد. |
Nefret ettiği şirketten birisi ile konuşması için neden ikna etmem gerektiğini söylesene. | Open Subtitles | إذا أخبرني لماذا يجب علي أن أقنعها بالحديث إلى شخص يعمل في الشركة التي تكره |
Annem hastalandığında onu burada tedavi edilmesi gerektiğine ikna etti. | Open Subtitles | عنما مرضت أمي أقنعها أنه يجب أن تتعالج هنا |
Belki de onu Shady Shin'in bükme yeteneğini geri vermeye ikna edebilirim. | Open Subtitles | قد يكون بإمكاني أن أقنعها أن ترجع خاصية الاخضاع لـــشايدي شين |
Demek istediğim tamam, ona karşı bir süre ilgiliydi, ve sonra Talya'yı kendisiyle seks yapması için ikna etti. | Open Subtitles | حسنا، كان مغرما بها لفترة وبعدها أقنعها على أن تقيم علاقة معه |
Karım torpidoda iki yapay vajina buldu bunların Mercedeslerde standart donanım olduğuna onu ikna etmem gerekti. | Open Subtitles | زوجتي عثرت على مهبلين في علبة القفازات كان علي أن أقنعها أنهم أتيا مع المرسيدس |
Onu acilen İskoçyada ihtiyaç olduğuna dair ikna etmiş. | Open Subtitles | لقد أقنعها بحاجتهم لها بأسكوتلندا فى الحال. |
Ayrıca kendimin bile emin olamadığım bir şeye onu nasıl inandıracağım ki. | Open Subtitles | ثم كيفَ لي أن أقنعها بشيءٍ لستُ متأكدة منهُ بنفسي ؟ |