Gerçek olduğunu ve Akator denen yere götüreceğini söyledi. | Open Subtitles | قال أن هذه حقيقية وأنه سيذهب بها لمكان يسمى (أكاتور) |
Efsaneye göre, kristal kafatası... 15. ya da 16. yüzyıl'da Akator'dan çalınmış. | Open Subtitles | الأسطورة تقول أن جمجمة بلورية قد سُرقت من (أكاتور) في القرن الـ 15 أو الـ 16 |
Belki uzaktan akrabadırlar. Belki de Akator'a diğerlerini bulması için gönderilmişlerdir. | Open Subtitles | ربما يكون أحد أقاربه ربما تم إرسالهم أيضاً ليجدوا (أكاتور) |
Kafatası, Akator'dan 15. yüzyılda çalındı. | Open Subtitles | الجمجمة سُرقت من (أكاتور) في القرن الخامس عشر |
Bu bir efsane. Akator'un var olduğunu düşündüren nedir? | Open Subtitles | إنها أسطورة لماذا تعتقدين أن (أكاتور) حتى كان لها وجود؟ |
Bizi Akator'a götürecek kişi o. | Open Subtitles | إنه العصا السحرية التي ستقودنا إلى (أكاتور) |
Akator'da yüzlerce kafatası olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هناك مئات من الجماجم في (أكاتور) |
Oxley ile konuşup bizi Akator'a götüreceksin, anladın mı? | Open Subtitles | سوف تتحد ث مع (أوكسلي) وتقودنا إلى أكاتور ، أتفهم؟ |
Ox, Akator'a nasıl gideceğimizi söylemelisin,.. | Open Subtitles | (أوكس) ، يجب أن تخبرنا كيف نصل إلى (أكاتور) |
Ve Akator'a onlardan önce varmalıyız. Direksiyonu tut. | Open Subtitles | ونصل لـ(أكاتور) قبلهم امسكي بعجلة القيادة |
Öyle söyledi. Akator, dedi. Neden? | Open Subtitles | هذا ما قاله لقد قال (أكاتور) ، ما هي؟ |
Onu başka bir yere götürür, belki Akator'a. | Open Subtitles | ويأخذها ويرحل ربما إلى (أكاتور) |
Akator'dakilerle kıyaslanamaz bile. | Open Subtitles | فهو لا شيء بالمقارنة بما في (أكاتور) |
Akator'la ilgili bütün efsaneler doğru. | Open Subtitles | الأساطير التي حول (أكاتور) كلها حقيقية |