Örneğin diyet yapanlar, kalori saymayanlara göre elmaları çok daha büyük görürler. | TED | على سبيل المثال، متبعو الحمية يرون التفاح أكبر حجمًا من الأشخاص الذين لا يعدّون السعرات الحرارية. |
Tek sorun Amerikan Katırlarının yerel hayvanlara göre çok daha büyük olmasıydı. | Open Subtitles | كانت المشكلة الوحيدة تكمن في أن البغال الأمريكية كانت أكبر حجمًا بكثير من تلك التي أعتاد عليها المزارعون المحليون |
Pekâlâ çocukların beş senti daha değerli bulmalarının sebebi on sentten daha büyük olması. | Open Subtitles | حسنًا الأطفال ظنوا أن الخمس سنتات أعلى قيمة لأنها أكبر حجمًا من العشر سنتات |
Bir tür anahtar gibi görünüyor. daha büyük bir cihazın parçası. | Open Subtitles | يبدو وكأنه مفتاحًا لشيء ما جزء من جهاز أكبر حجمًا |
Hatta, sadece hâlâ Florida Keys'de bulunan ve nesli tehlikede olan dev orfoz gibi bizden çok daha büyük hayvanlarla iletişim kurma fırsatı bulduk. | TED | وأصبحنا قادرين على التعايش مع حيوانات أكبر حجمًا بكثير منا، مثل الأخفس الضخم المعرض للانقارض الذي مازل يوجد في فلوريدا كيز فقط. |
Gökkumu topakları sonunda yaklaşık 1 kilometre büyüklüğündeki daha büyük kayaların içinde birbirine yapışır ve son olarak, kendilerini yer çekimiyle bir arada tutacak kadar büyürler. | TED | ومع الوقت تلتصق الكوندرولات ببعضها داخل صخور أكبر حجمًا منها، ويبلغ طولها كيلومترًا واحدًا ممّا يجعلها ضخمة بما يكفي لتبقى متماسكة بالرغم من وجود الجاذبية. |
Zamanın çoğunda yere serdikleri hayvanlardan daha büyük değillerdi, onlardan daha hızlı da değillerdi ama grup kurmakta ve iş birliği yapmakta çok iyilerdi. | TED | فهُم في معظم الأحيان لم يكونوا أكبر حجمًا من الحيوانات التي كانوا يصطادونها، ولم يكونوا أسرع منها كذلك. ولكنهم كانوا أفضل وأكثر قدرة على تشكيل أنفسهم في مجموعات، وعلى التعاون فيما بينهم. |
Biliyor musun, duyduklarıma göre seni daha büyük düşünmüştüm. | Open Subtitles | من حيثما سمعت، لقد ظننت أنك أكبر حجمًا |
Sanırım sadece daha büyük olmasını istedim. | Open Subtitles | أعتقد أنني فقط أردته أن يكون أكبر حجمًا |