Senin için daha fazlası olabilirim Chimene, eğer izin verirsen... | Open Subtitles | يمكننى أن اكون أكثر بالنسبة لك شيمين لو سمحتى لى |
Eger bir rapor hazirlarsan, isler benim için daha da kötüye gider. | Open Subtitles | إن قدمتي تقريراً يمكن أن تسوء الأمور أكثر بالنسبة لي |
Fakat, sizin için daha fazlasını istiyorum. Barda tanıştığın bir kız için tüm bunları heba etme. | Open Subtitles | ولكنني أريد أكثر بالنسبة لك , لا تلقي بها من اجل مجرد فتاة التقيت بها في حانة |
Bunun senin için daha rahat olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | حسناً, فكرت بأن ذلك سيكون مريحاً أكثر بالنسبة لك |
Sanırım tabutların aileler için daha makul olduğunu düşündüler. | Open Subtitles | أفترض بأنهم إعتقدوا بأن وضع الأكفان لائقٌ أكثر بالنسبة لعوائلهم. |
Zavallı askerler acınacak durumda ama kendi ailelerimizin de böyle acınacak hâle gelmesi hepimiz için daha kötü olur. | Open Subtitles | هذا مؤسف بشأن الجنود الفقراء لكن مؤسف أكثر بالنسبة لنا إذا عانت عائلاتنا من ذلك |
İşte oldu. Böylesi sizin için daha rahat, değil mi? | Open Subtitles | هنا ، أليس هذا مريحا أكثر بالنسبة لك ؟ |
Alay etmiyorum, özürlü olman dezavantaj gibi görülebilir ama muhtemelen şimdi pek çok kişi için daha arzu edilir biri oldun. | Open Subtitles | كلا, كونك مقعدة قد يبدو إعاقة بالنسبة لكِ... لكنك الآن على الأرجح مرغوبة أكثر بالنسبة... لعدد كبير من الرجال |
Olayı benim için daha eğlenceli kılmak için yapacağım her şeyi buraya yazacağım. | Open Subtitles | كي أجعل المسألة مثيرة للإهتمام أكثر بالنسبة إليّ! سأكتب كل ما سأفعله |
Orada çalışırsam, bu senin için daha yorucu olacak. | Open Subtitles | سأكون مُتعِباً أكثر بالنسبة لكِ |
- Karım için daha da fazla. | Open Subtitles | انه يعنى أكثر بالنسبة لزوجتى. |