Yani yatak, arabanın arka koltuğundan daha rahat olur. | Open Subtitles | أنا أعني أن الفراش أكثر راحة من المقاعد الخلفية |
Belki de daha rahat bir yerde dinlenseniz iyi olur. | Open Subtitles | أتريد الذهاب لمكان أكثر راحة من هذا؟ |
daha rahat koltuklar da var, eğer istersen. | Open Subtitles | هناك مقاعد أكثر راحة من هذا إلى حد ما |
- Evet, doğrusu iki otobüs ve bir trenden daha rahat. | Open Subtitles | ... نعم، حسنا أكثر راحة من الحافلات والقطارات |
Bu, kamyondan daha rahat, değil mi? | Open Subtitles | هذ أكثر راحة من الشاحنة الكبيرة؟ |
O kanepe kendi yatağımdan daha rahat doğrusu. | Open Subtitles | علي أن أخبرك... تلك الأريكة أكثر راحة من سريري الخاص! |
Auschwitz onlar için sadece bir kazanç kapısı değildi aynı zamanda, silah arkadaşlarıyla birlikte Doğu Cephesi'nde Kızıl Ordu'ya karşı savaşmaktan çok daha rahat bir yerdi. | Open Subtitles | آوشفيتس" لم تكن فقط مكاناً مُربحاً لهم" بل أيضا إلى حدّ كبير أكثر راحة من القتال مع رفاقهم ضدّ الجيش الأحمر على الجبهة الشرقية |
Sandalyeden biraz daha rahat olacaktır. | Open Subtitles | ستكون أكثر راحة من الكرسي |