İçindeki aletler muhtemelen doktorun kendisinin çok daha faydalı olacaktır. | Open Subtitles | الأدوات بداخلها ستكون مفيدة ربما أكثر فائدة من الطبيب نفسه |
Bunu kullanarak buraya geri geleceğim ve beyin lazeri yapmaktan daha faydalı olan bir şey göstereceğim. | TED | لذلك، باستخدام الضوء الأحمر سأعود هنا وأريكم شيئًا أكثر فائدة من إحداث أشعة ليزر في الدماغ. |
Ve bence birçok şekilde dayanıklılık fikri sürdürülebilirlik fikrinden daha yararlı bir kavram. | TED | وأعتقد ، في نواح كثيرة ، أن فكرة المرونة هي مفهوم أكثر فائدة من فكرة الاستدامة. |
Onları canlı tutmak daha avantajlı olmaz mıydı? | Open Subtitles | ألم يكونا أكثر فائدة وهما على قيد الحياة؟ |
Daha fazla yardımcı olamayacağım. | Open Subtitles | كلا ، أنا آسفة لا أستطيع أن أكون أكثر فائدة |
Şimdi, kendinizi işin dışına çekiyormuşsunuz gibi gözükebilir, ama öyle değil. Aslında kendinizi daha işe yarar hâle getiriyorsunuz. | TED | الآن، يبدو الأمر كأنك تخرج نفسك من وظيفة، ولكنك لا تفعل. أنت في الواقع تجعل نفسك أكثر فائدة. |
Bu yüzden sana, amacımıza daha çok yardımcı olacak bir şey göstereyim. | Open Subtitles | لذا اسمحوا لي أن تظهر شيء أكثر فائدة لقضيتنا. |
Bu, hayvanların bağırsaklarındaki bakteri florasını daha faydalı olanlara kaydırdı ve patojenlerin gelişme şansını azalttı. | TED | أدى هذا إلى تحول البكتيريا التي تعيش في أحشاء الحيوانات إلى أن تكون أكثر فائدة وقللت من فرصة ازدهار مسببات الأمراض. |
Bu, daha umut verici, daha insancıl ve çevremizi anlayabilmemiz için daha faydalı bir tercihtir. | TED | إنها مفعمة بالأمل أكثر ، إنها أكثر إنسانية وطريقة أكثر فائدة لفهم بيئتنا. |
yo, hayatta kaldıgın müddetçe daha faydalı olursun degil mi? | Open Subtitles | كلا, أنت أكثر فائدة و أنت على قيد الحياة بالتأكيد صحيح؟ |
Orada daha faydalı olacağımı söyledi. | Open Subtitles | وقال أنني أستطيع أن أكون أكثر فائدة هناك. |
İyi bir dinlenme, daha yararlı olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أن إستراحة ليلة سعيدة قد تكون أكثر فائدة |
- Sanırım tercüme takımının başında daha yararlı olurdum. | Open Subtitles | أعتقد أنني قد أكون أكثر فائدة في إدارة فريق الترجمة |
Onlara Atlantis'te daha yararlı. ...görünüşte Teğmen Ford'u kurtarması. | Open Subtitles | إنها أكثر فائدة لهم هنا فى أتلانتس أما بخصوص إنقاذ فورد |
Böylesi daha avantajlı. | Open Subtitles | فمن أكثر فائدة. |
Bay Casey'yi dinledikleri için, daha avantajlı bir konumda olabilirler. | Open Subtitles | بما أنّهما يسمعان ما يقوله السيّد (كايسي)، فإنّ بإمكاننا الاستماع من موقع أكثر فائدة. |
Polislerden daha fazla yardımcı oldu. | Open Subtitles | كانت أكثر فائدة من رجال الشرطة |
Üzgünüm daha fazla yardımcı olamam. | Open Subtitles | آسف أنا لا يمكن أن يكون أكثر فائدة. |
Yapacağım daha işe yarar şeyler var. | Open Subtitles | يوجد أشياء أكثر فائدة لأفعلها الآن. |
Üstat olursam daha çok isine yararim. | Open Subtitles | سأكون أكثر فائدة لو أصبحت مُعلماً |