Dini olmaktan çok sosyal sanırım. | Open Subtitles | أظن أنها عادة اجتماعية أكثر من كونها دينية. |
Onun eşi olmaktan çok bakıcısı gibi, çünkü aralarında büyük bir yaş farkı var. | Open Subtitles | أستطيع القول بأنها ممرضته أكثر من كونها زوجته فهو أكبر منها بكثير |
Sevimli olmaktan çok dikkat dağıtıyorlar. | Open Subtitles | إنها تشتت الانتباه أكثر من كونها جميلة |
İnsan modellere kıyasla daha çok bir hayvan modeli belki de. | Open Subtitles | ..أكثر من كونها حيوان , ربما من النماذج الإنسانية |
Bir saldırgandan daha çok bir kurbanın özelliklerini sergiliyor, tamam mı? | Open Subtitles | تعرض المميزات بطريقة تشير بشكل كبير أنّها ضحيّة أكثر من كونها معتدية |
O zaman Profesyonel bir ilişkiden daha fazlası mı var? | Open Subtitles | إذن, هذا أكثر من... كونها علاقة عمل؟ هو يهتم بها |
Rosewood tipik bir hastaneye kıyasla daha çok bir tatil beldesidir. | Open Subtitles | إن روزود أشبه بمنتجع صحي أكثر من كونها مستشفى عادية |
Ama Gina Linetti daha çok bir ruh hali gibi değil mi? | Open Subtitles | ولكن أليست ( جينا لونيتي ) أكثر من كونها حالة ذهنية ؟ |
daha çok bir lânet gibi. | Open Subtitles | إنها لعنة أكثر من كونها هبة |
Telefon kayıtları kopyası. Olay tıbbi suiistimal ya da ahlâk ihlalinden daha fazlası. | Open Subtitles | هذا أكثر من كونها مخالفات طبية أو انتهاك الأخلاق |
İyi bir okul boş kutudan daha fazlası ve içindeki öğretmenden etkilelenen bir yapı değil midir? | Open Subtitles | ألا يبدو جميلا في أن تكون المدرسة أكثر من كونها صندوق يحتوي على مدرسين بداخله؟ |
Burada ağaçlar ve nehirlerden fazlası var. Vaat dolu. | Open Subtitles | إنها أكثر من كونها أشجاراً وأنهاراً، إنها وعد |