Hükümet yetkililerine yüzün üzerinde mail atmış. | Open Subtitles | لقد كتب أكثر من مئة بريد لمسؤولين حكوميين |
Palm Grove İşletmecilik, onlarla yüzün üzerinde film çevirmiş. | Open Subtitles | مصانع " بالم غروف " لقد قدمت لهم أكثر من مئة فيلم |
yüzün üzerinde yeniden yaratılmış canlı dünya geneline dağıtılmak için hazır bekliyor. | Open Subtitles | هناك أكثر من مئة من ... هذه المخلوقات الرائعة ستكون جاهزة ليتمَ توزيعها على العالم |
Bin yıl sonra, Antik mısırlılar bir rüya kitabı yazdılar. İçerisinde yüzden fazla rüya ve rüya tabiri bulunuyordu. | TED | وبعد ألف سنة، كتب المصريون القدامى كتاب الحلم تعداد أكثر من مئة حلم مشترك ومعانيها |
O gün yüzden fazla çanta hazırladık ve ihtiyacı olanlar bir tane almak için sırada bekledi. | TED | وزعنا أكثر من مئة حقيبة في ذاك اليوم، والناس طبعاً وقفوا بالصف ليأخذوا واحدة منهم. |
Bu bölük, dün gece yüzden fazla adam kaybetti. | Open Subtitles | هذه السرية فقدت أكثر من مئة رجل الليلة السابقة |
Çapı 1 santimetre olan bir kanser bile yüz milyonlarca hücre barındırabiliyor. | TED | حتى السرطان الصغير الذي لا يتجاوز قطره سنتيمتر واحد يآوى أكثر من مئة مليون خلية مختلفة. |
O birikmiş kredi kartı borcu yüzün üzerinde bin . | Open Subtitles | ...لقد قام بتكديس أكثر من مئة ألف دولارٍ في بطاقته الإئتمانيه كدين |
yüzün üzerinde miydin? | Open Subtitles | أكنت أكثر من مئة رطل؟ |
Hareketi bıraktığımdan beri yüzün üzerinde kişiye, aşırıcı hareketlerden ve beyaz üstünlüğünü savunan gruplardan ayrılabilmeleri için yardım ettim. (Alkışlar) Cihatçı gruplara bile. | TED | منذ أن تركت الحركة، كنت قد ساعدت أكثر من مئة شخص على الانفصال عن الحركات المتطرفة، من المجموعات المتعصبة البيضاء.. (تصفيق) حتى الجماعات الجهادية. |
yüzden fazla kalp krizi nasıl rastlantı olabilir? | Open Subtitles | من المستحيل أن يموت أكثر من مئة من المجرمين بصدمة قلبية ويكون ذلك مجرد صدفه |
yüzden fazla insanın canını almış biri için çok derin ve manalı laflar bunlar. | Open Subtitles | ...حسنا, هذا هذه بعض من الأشياء العميقة و العاطفية لرجل قتل أكثر من مئة شخص |
Demek istiyordum ki, aldığım istihbarata göre, şu isimsizler yüzden fazla kişi olmak üzere | Open Subtitles | ما أريد قوله هو... بناءً على المتحدث الرسمي أن أكثر من مئة من "المتمردين" |
Clark, son yirmi beş senede Luthorcorp yüzden fazla küçük şirketi sattı yada bünyesine kattı. | Open Subtitles | (كلارك)، خلال الربع الأخير، (لوثر كورب) باعت أو اشترت أكثر من مئة من المشاريع الصغيرة |
Bilgisayarda yüzden fazla cevap aldım! | Open Subtitles | لاقيتُ أكثر من مئة ردٍ على الحاسوب! |
yüzden fazla insan sütü oligosakkaridi yapısı vardır ve günümüzde bunların bir kısmını laboratuvarda da sentezleyebiliyoruz. Bu sayede, erken yaşamlarında yıkıcı olaylara maruz kaldıktan sonra mikrobiyotalarını onarmak için bunları anne sütünden alma imkanı olmayan çocuklara ve bebeklere probiyotikler sağlayabiliyoruz. | TED | يوجد أكثر من مئة من مختلف تركيبات HMO، وفي هذه الأيام لدينا القدرة على تركيب مثلها في المخبر، وتمكننا من تخزينها مع البروبيونات للأطفال والرضع الذين لا يحصلون عليها من حليب الأم ليخزنوا ميكروباتهم بعد مواجهة أحداث حياة مبكرة مدمرة. |
yüz kişinin önünde onu buharlaştıracağını söyledin! | Open Subtitles | لقد أعلنت أمام أكثر من مئة شخص أنك ستقضين عليه. |
Ama aksine, birisi yüz milyon dolardan fazla para kaybetti. | Open Subtitles | بدلاً من أن يحدث هذا خسر أحدهم أكثر من مئة مليون دولار عندما راهن على الجواد الخاسر. |