"أكد" - Traduction Arabe en Turc

    • doğruladı
        
    • onayladı
        
    • temin
        
    • teyit
        
    • söyledi
        
    • Onaylandı
        
    • onaylayın
        
    • doğrulandı
        
    • doğrulayın
        
    • garanti verdi
        
    • onayla
        
    • 'ın
        
    • teyid
        
    • ikna etti
        
    • doğruluyor
        
    MI5 İstihbaratı, Irish Kralları'nın Amerika tarafına geçmeyi düşündüklerini doğruladı. Open Subtitles المكتب الخامس أكد ان الملوك الايرلنديين يخططون لنزهة قرب الولاية
    MI-5 istihbaratı İrlanda Kralları'nın Amerika'ya bir gezi planladıklarını doğruladı. Open Subtitles المكتب الخامس أكد ان الملوك الايرلنديين يخططون لنزهة قرب الولاية
    Bunu yalnızca bir yıl önce yayınladık, ondan sonra diğer laboratuvarlar da bağımsız olarak bu etkiyi onayladı. TED وكنّا قد نشرنا هذا في السنة الماضية، ولكن منذ ذلك الوقت كل مختبر منفصل أكد هذا التأثير.
    Ve bugün 2011 yılında Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'in "belirleyici yıl"da olduğumuzu temin ettiğini duymaktan memnun olacaksınız. TED وهانحن اليوم وفي عام 2011 لم نطاله بعد .. ولكن وزير الخارجية الالماني جويدو ويسترويلي أكد ان هذه السنة هي سنة الحسم
    Bir uzman bunların gerçekten insan kemiği olduğunu teyit etti. Open Subtitles هناك خبير قد أكد بأن هذه بالفعل هي عظام بشرية
    Yetkililer, bir kişinin öldüğünü, diğer kişinin ise durumunun ciddi olduğunu söyledi... Open Subtitles أكد المسؤولين ان هنالك وفاة واحدة وهنالك أيضاً ضحية أخرى قدتكونفي حالةحرجةفي..
    Bilgi İşlem bölümümüz e-postanın dün gece onun cep telefonundan gönderildiğini doğruladı. Open Subtitles قسم التحقيق لدينا أكد بأنه تم ارسال البريد من هاتفه الليلة الماضية
    Hepten delirmiş olduğuma dair herhangi bir şüphesi kalmışsa da bu delirdiğimi hemen hemen doğruladı. TED وإن كان هناك أي شك في أني قد جننت تمامًا، فقد أكد ذلك الأمر لها.
    Robbins düşündüklerimi doğruladı. Open Subtitles وبعد ذلك أكد لي روبينز تماماً كما كنت أظن
    Bu, Güvenlik Bölümü'nün haftalardır şüphelendiği şeyi doğruladı. Open Subtitles وهذا أكد ما اعتقده البعض فى قسم الأمن لأسابيع.
    Walter'ın ölürken söylediği şeyleri doğruladı. Open Subtitles أكد ما قاله والتر و هو يلفظ أنفاسه الأخيره
    Diğer haberimizde, sağlık bakanlığı, Kanada'nın doğusunda hava yoluyla yayılmakta olan ölümcül bir virüsün olduğunu doğruladı. Open Subtitles في الأخبار الأخرى أكد مسئولو الصحة أن فيرس مميت منقول بالهواء ينتشر عبر شرق كندا
    Biraz önce, Bayan Hubbard bu kan lekeli hançeri buldu doktor da bunun cinayet silahı olduğunu onayladı. Open Subtitles و بعد ذلك مسز هوبارد وجدت الخنجر الملطخ بالدم و الذى فحصه الدكتور كونستانتين و أكد أنه يمكن أن يكون سلاح الجريمه
    Matmazel Barrowby'in son aylarda riskli yatırımlarda bulunduğunu onayladı. Open Subtitles والذي أكد أنه في الشهور الأخيرة، كانت تخوض استثمارات خطرة
    Eko bir anormallik saptadı. EKG bunu onayladı. Open Subtitles فحص الصدى أظهر خلل بالتوصيل و رسم القلب أكد هذا
    Binbaşı Sheppard bunun olmayacağını temin etti, ama yolumdan çekilmeni istiyorum. Open Subtitles لقد أكد لى أن هذا لن يحدث لكنى أريد أن تكونى بعيدا عن نطاق عملى
    Bu, yaratıcı bir projeyle insanlara mühendisliği öğretebileceğimizin bir çeşit teyit edilmesiydi. TED لذلك هذا الأمر أكد فكرتي أنه ومن خلال مشروع إبداعي يمكننا تعليم الناس عن الهندسة.
    Aynı zamanda öğretmenleri Dreyfus'un çok iyi hafızası ile tanındığını söyledi, ki bu da şüpheliydi, değil mi? TED أكد أساتذته كذلك أن درايفوس كان يتمتع بذاكرة جيدة، ما كان مثيرًا للشبهة، أليس كذلك؟
    - Yeraltı havapisti görüldü. - Hedef Onaylandı. Open Subtitles رأيت مهبط طائرات تحت الأرض - أكد الهدف -
    Tank komutanı bağlayın. Hedefin yok olduğunu onaylayın. Open Subtitles صلني بقائد السرب أكد تدمير الهدف
    Kıbrıs kaydı, tüm istihbarat ajanslarımız tarafından ayrı ayrı doğrulandı. Open Subtitles لقد أكد جميع الخبراء لدينا أن تسجيلات قبرص حقيقية
    United 93, Burası Cleveland. Yüksekliğinizi doğrulayın! Open Subtitles يونايتد 93 معك كليفلاند أكد ارتفاعك
    Varlıklı biri olacağıma garanti verdi ve bu durumda kızınızı istemek cüretini gösteriyorum. Open Subtitles لقد أكد لى أننى سأكون رجل ذو مركز و لهذا أنا أتقدم لطلب يد إبنتك
    Bizim versiyonumuzu onayla. Önceden korktuğum için yalan söyledim de. Open Subtitles أكد على روايتنا، و ادعي أنك كذبت لأنك كنت خائف.
    Beyaz Saray'dan bir asistan bana Hunt'ın Kennedy'i araştırdığını söyledi. Open Subtitles أحد الموظفين في البيت الأبيض أكد لي أن هنت كان يحقق بشأن كينيدي
    Ölümü kabullenmek demek fiziksel varlıklar olduğumuzu ve çevresel zehirler hakkındaki araştırmaların teyid ettiği gibi çevreye yakından bağlı olduğumuzu kabul etmektir. TED إن قبول الموت يعني قبول أننا كائنات طبيعية تلك التي ترتبط ارتباطا وثيقا بالبيئة، كما أكد ذلك البحث عن السموم البيئية.
    Bahçede bu horozu acı içinde izlerken kadın, horozun hiçbir şey hissetmediğine beni ikna etti. Open Subtitles مشاهدة هذا الديك أغنياتها في الألم حول الفناء , أكد لي امرأة ان الطيور شعرت شيئا.
    CT divertikülit teşhisini doğruluyor, ama karaciğerde de kitle tespit ettik. Open Subtitles التصوير بالمقطع الحاسوبي أكد الْتِهابُ الرَّتْج وأيضا وجود كتلة بالكبد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus