Mutlaka ettirmeliyim. Böyle aptal gibi dikildiğini görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | على ذلك, أكره رؤيتك تقف هكذا بهذا الموقف الغبى |
Küçük bir eleştiri yüzünden bu kadar üzüldüğünü görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره رؤيتك منزعجة جدا لمجرد مراجعة صغيرة |
Seni ve minik aileni sokakta görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره رؤيتك مع عائلتك الصغار في الشوارع |
Yani sana uygun olmayan biriyle beraber olman hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أنني أكره رؤيتك باقية مع شخص ليس مناسب لكِ |
Seni bu kadar stresli görmeyi sevmiyorum. | Open Subtitles | عزيزي، أكره رؤيتك خاضعاً لكل هذا الضغط النفسي |
Bebeğim, seni böyle stresli görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | حبيبتي , أكره رؤيتك متوترة جدا. |
Seni böyle üzgün görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره رؤيتك بهذا الحزن |
Seni öfkeli görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره رؤيتك غاضبه |
Böyle bir şey görmekten nefret ediyorum, Charly. | Open Subtitles | أكره رؤيتك هكذا يا تشارلى |
Seni böyle görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره رؤيتك هكذا |
Seni böyle görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره رؤيتك هكذا وأنت تعلم هذا |
Seni böyle görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره رؤيتك هكذا |
"Tabelem" olmandan da onu duydum. Sizi böyle görmekten nefret ediyorum Bay Jordan. | Open Subtitles | وكان شرفاً لي أن أكون ناصحاً لك سيد (جوردن)، أكره رؤيتك هكذا |
seni böyle görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره رؤيتك هكذا |
Sizi böyle görmekten nefret ediyorum efendim. | Open Subtitles | أكره رؤيتك بهذه الحالة |
Ve seni bu durumda görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | و إنني أكره رؤيتك مهزوم. |
Seni böyle görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره رؤيتك هكذا. |
Gerçekten hoşuma gitmiyor | Open Subtitles | أكره رؤيتك تنزف هكذا |
Seni böyle yatalak görmek hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | أكره رؤيتك راقداً هكذا. |
- Seni böyle görmeyi sevmiyorum, Vin. | Open Subtitles | أكره رؤيتك هكذا |