Şaka yapmıyorum. Bu şeye kol koymaları gerek. | Open Subtitles | أنا لا أمزح ينبغي وضع أكمام لهذه الأشياء |
Babamın altın saati, alyansı ve kol düğmeleri. | Open Subtitles | ساعة أبي الذهبية و خاتم الزواج و أزرار أكمام |
Şimdi izin verirsen, dışarı çıktığımıza göre gidip havalı kol düğmelerimi bulmalıyım. | Open Subtitles | الآن، إذا كنت سوف عفوا، أنا أفضل الذهاب والعثور على بلدي أزرار أكمام جيدة، إذا كنا يخرج. |
Kısa kollu giydiklerinde... saçlarını düzeltmek için kollarını kaldırdıklarında, oradaki boşluğu görebilirsin. | Open Subtitles | عندما يرتدون أكمام قصيرة ويرفعن أيدهن لترتيب الشعر تستطيع أن ترى من خلال الأكمام |
kolları kısa ve saçında kepek var! | Open Subtitles | وجربت ملابسة لدية أكمام قصيرة وقشرة الشعر |
Fark etmiş miydi? Bir gün, kitap okuyordu. Üzerinde kolsuz elbise vardı... | Open Subtitles | في يوم ما, كانت تقرأ كتاباً, مرتدية قميصاً بلا أكمام, وفجأة أنا.. |
Resmi fildişi kol düğmelerim nerede, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفى أين أزرار أكمام القميص العاج الرسمية؟ |
Jackie, şimdi fark ettim de kol düğmelerini Grönland'da unutmuşum. | Open Subtitles | جاكي، أنا فقط أدركت أنني تركت تلك أزرار أكمام في غرينلاند. |
kol düğmelerimi gördün mü Rory dayı? Minik metal şeyler. | Open Subtitles | هل رأيتِ أزرار أكمام قميصي يا عم روري ؟ |
Eşi de gerçek gümüşten kol düğmesi almış. | Open Subtitles | وهي إشترت أزرار أكمام القميص الفضيّة |
Matthew, en sevimli kol düğmelerini bulduk. | Open Subtitles | ماثيو وجدنا الأكثر أزرار أكمام حبيبي |
- Donanma kol düğmeleri takıyor. | Open Subtitles | إنه يرتدي أزرار أكمام تابعة للبحرية |
Hem kim kol düğmesi takar ki? İnsan tek başına bunları nasıl takabilir ki? | Open Subtitles | ومن يرتدي أزرار أكمام على أيّة حال؟ |
Vaiz kol düğmesi takıyor. | Open Subtitles | يرتدي الواعظ أزرار أكمام ماذا في ذلك ؟ |
Kısa kollu giymek, çifte taşımak, günü kurtarmak. Hayattan beklentisi: | Open Subtitles | تلبس قميص بدون أكمام ، تحمل بندقية ، ومُنقذة التوقع للحياة: |
Sizin gibi olmak istemiştik ama hayatındaki en büyük kararı kısa kollu elbise giymek olan bir avuç koca adam görüyorum burada. | Open Subtitles | أتعرفون ما الغبي بخصوص هذا ؟ أردنا أن نكون مثلكم ما نراه هنا, مجموعة من الناضجين أكبر قرارهم هو بلا أكمام أو بلا أكمام |
Bu yüzden uzun kollu giysi ve pantolon giyiyoruz. | Open Subtitles | لذلك نحن نرتدي أكمام طويلة وسراويل طويلة |
Önce gömlek kolları beni endişelendiriyordu ama sonra alıştım. | Open Subtitles | كنت غاضب من أكمام القميص في البداية، لكنني راضي عنها الآن. |
Bahşiş alamıyorsun çünkü gömleğin kolları ayakkabı boyasıyla dolu. | Open Subtitles | لن تحصلَ على أيِّ بقشيشٍ أبداً لأنَّ أكمام قميصُكَ متسخةً بملمعِ الأحذية |
kolları vücudunla birlikte hareket ettir, böylece kendini kesmezsin. | Open Subtitles | مارك a كبير طبَّاخين: المئزر الملخبط، أكمام نظيفة. |
Melissa Taylor sütyen, kolsuz bluz ve kot pantolon ile. | Open Subtitles | ميليسا تايلور كانت ترتدي كنزة بدون أكمام و بنطال جينز |