"أكن أدري" - Traduction Arabe en Turc

• Bilmiyordum
• haberim yoktu
• fikrim yoktu

Bugün olanlar için üzgünüm. Öyle bir şey olacağını Bilmiyordum.
آسفة عمَّ حدث اليوم، لم أكن أدري أنّ هذا سيحدث.

Eski bir şey, ama bu kadar kötü duruma geldiğini Bilmiyordum.
انه مولد قديم ,و لكني لم أكن أدري انه بهذا السوء..

Alında, burunda, sapan kemiğinde ve burun konkasında... - ...hasar olduğunu Bilmiyordum.
لم أكن أدري أنّنا وجدنا إصابات على تجويفات الجبهة، الأنف أو المِيكَعة.

Öyle... Onu dün buldum. Hayatta olduğundan bile haberim yoktu.
لقد وجدتها بالأمس وحتى ذلك الوقت لم أكن أدري إن كانت حية أو لا

Böyle bir düzenin varlığından haberim yoktu.
لم أكن أدري بوجود نظامٍ مثل هذا

Bir fikrim yoktu ama bu bulaşmayla ilgili bir anti-mutasyon yapıyormuşum.
لم أكن أدري أنني أحاول تشكيل مضاد طفروي يستند إلى هذا التلوث

Bilmiyordum. Buranın sizin eviniz olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.
لم أعرف، لم أكن أدري أن هذه شقتك

Tam olarak neye benzedğini Bilmiyordum ki bu onu bulmayı çok ama çok zor yapıyordu.
ولم أكن أدري ما هو شكله، مما يجعل من العثور عليه أمرا جد صعب.

Alayın Aldershot'ta olduğunu Bilmiyordum, sadece askerlerin olduğu bir yerde olmak istedim.
لم أكن أدري أن الكتيبة عسكرت هنا بـ"ألديرشوت" أردت التواجد حيث الجنود

Uyuşturucu kullandığını Bilmiyordum.
لم أكن أدري بأنه يتعاطى المخدرات بسبب الفراغ في حياته

Bir yanlışlık oldu. Ne yaptığımı Bilmiyordum!
إسمعي، لقد كان خطئاً لم أكن أدري ما أفعل

Kirli kadın külotlarının seni tahrik ettiğini Bilmiyordum!
لم أكن أدري أن هذه السراويل القذرة تثير شهوتك

Kısa süre sonra işçiler gelmeye başladı. ıçeri girmek için arka kapıyı kullandıklarını Bilmiyordum.
بعد ثلاث ساعات، أتوا العمّال لم أكن أدري أنهم يستخدمون الباب الخلفي

Kısa süre sonra işçiler gelmeye başladı. İçeri girmek için arka kapıyı kullandıklarını Bilmiyordum.
بعد ثلاث ساعات، أتوا العمّال لم أكن أدري أنهم يستخدمون الباب الخلفي

Bölükten. Başka insanların da orada olduğundan haberim yoktu.
لم أكن أدري أنّهم يحتجزون أحدٌ آخر.

Hayır. Senin doğacağından bile haberim yoktu.
لا, لم أكن أدري بوالدتك.

Portrenin burada olduğundan haberim yoktu.
لم أكن أدري أن صورتك هنا

Onun gideceğinden haberim yoktu.
لم أكن أدري أنّها سترحل

Diyorum ki, kocam yalancı piçin teki ve şu ana kadar neyi satmak istediğine dair hiçbir fikrim yoktu.
-أن زوجي كاذب حقير ولم أكن أدري أنه يحاول البيع، حتى هذه اللحظة

Calaveralardan kaçtığımda nereye gideceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu.
عندما هربت من آل (كالافيرا) في بادئ الأمر، لم أكن أدري إلى أين سأذهب.