| Bak, Susie'nin önünde bir şey söylemek istemedim, ama Jordan bugün bana senden ayrılacağını söyledi. | Open Subtitles | نظرة، لم أكن أريد أن أقول أي شيء أمام سوزي، كنه قال لي الأردن اليوم أنها سوف الغائها معك. |
| Evet de o konuda bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | نعم، ولكن لم أكن أريد أن أقول أي شيء فقط في حالة |
| Diğerlerinin önünde bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أقول أي شيء أمام الآخرين. |
| Ama bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أقول أي شيء. |
| Tam'in önünde bir şey söylemek istemedim çünkü çok kötü hissediyordu. | Open Subtitles | أنا فقط لم أكن أريد أن أقول أي شيء أمام (تام) لإنها كانت تشعر بسوء شديد |
| Tamamen emin olana kadar bir şey söylemek istemedim ama senin elementle ilgili laboratuvarımda testler yapıyordum ve tezini çürüttüm. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أقول أي شيء ... حتى أتأكد من الأمر، ولكن قمت بإعادة الإختبارات على عنصرك في مختبري وقمت بإثبات بطلانه ! |