Bu korkunç bir şeydi, fakat olmam gerektiğini düşündüğüm bir asker Olmak için ne eğitimli ne de yeterli olmadığım açıktı. | TED | كان ذلك مرعباً. لكن من الواضح أني لم أتدرب، ولم أكن مؤهلاً، كي أصبح الجندي الذي اعتقدت أني أريد أن أكونه. |
olmam gereken kişi olamadım çünkü bir insanı benden kopardın aldın. | Open Subtitles | لستُ الشخص الذي يُفترض بي أن أكونه لأنّك سلبت أحداً منّي |
olmamı istediğiniz, oğlunuz olarak gurur duyacağınız bir insan olmaya çalıştım. | Open Subtitles | لأكون لرجل الذي أردتنى أن أكونه شخص، تكون فخور بدعوته ولدك |
Kabullenince köpek yavrusu falan almıyorum ya. Diğer insanların olmamı istediği kişi olamam. | Open Subtitles | بل يجعلني أقتني جرواً لا أستطيع أن أكون ما يريدني الآخرون أن أكونه |
Yasemin, ben de seni seviyorum ama olmadığım bir şey olmaya çalışmaktan vazgeçmeliyim. | Open Subtitles | ياسمين أنا أحبك فعلا لكن يجب أن أتوقف عن التظاهر بشئ لا أكونه |
Çünkü olmamaya yemin ettiğim biri olurdum. | Open Subtitles | لأني سأكون بعدها الشيء الوحيد الذي أقسمت أن لا أكونه. أنتِ |
Buradayım, çünkü insanlara nekadar iyi bir amigo olacağımı göstereceğim. | Open Subtitles | أنا هنا حتى أفعل ما يتطلبه مني الأمـر حتى أصبح أفضل مشجع يمكنني أن أكونه |
Ama aslında bir yandan da aslında olmam gerektiğinden daha az heyecanlıyım çünkü bu konuda haklı olduğumdan hemen hemen eminim. | TED | لكن سأعترف بأنني لست مرتبكا بالقدر الذي يفترض علي أن أكونه لأنني متأكد جدا أنني على حق بهذا. |
Sanırım, ben olmam gereken kişiyim. | Open Subtitles | أعتقد أنّه من أنا هو ما المفترض أن أكونه |
olmam gerektiği kadar iyi bir suç çözücü değilim. | Open Subtitles | لست حلاّل الجرائم حاد البصيرة الذي عليّ أن أكونه |
Fakat dalgalara çok yakın inşa edilmiş kumdan bir kale gibi sürüklenip gittim ve benim yerimdeki, insanların benim olmamı bekledikleri kişiydi. | TED | لكنني كنت قد جُرفت كقلعة رمل بُنيت بشكل قريب للأمواج، وفي مكاني كان شخص توقع مني الناس أن أكونه |
Her zaman olmamı istediği gibi biri Olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون الشخص الذي لطالما أرادني أن أكونه. |
Hâlâ benden ne olmamı istiyorsan olabilirim. | Open Subtitles | مازال يمكننى أن أكون أى شىء تريدنى أن أكونه |
Evet, fakat o zaman senin istediğin gibi birisi olmaya çalışıyordum ama bir işe yaramadı. | Open Subtitles | لقد كنت اتظاهر بأنني شخصاً ظننت إنك كنت تريدني أن أكونه |
Size baskı yapmasaydım ne biçim bir baba olurdum? | Open Subtitles | واى أب أكونه أن لم أضغط عليكم جميعا ؟ |
Ama yapamayacağım bir şey varsa, o da kararsız Olmak. | Open Subtitles | لكن ما لا يمكن أن أكونه هو ألا أعطي قرارات. |
Şu anda senin ihtiyacına karşılık verebilecek bir koca olacağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن بوسعي أن أكون الزوج، الذي تريدين أن أكونه الآن |
Aslında sen hep beni olduğum gibi sevdin. | Open Subtitles | لقد أحببتيني دوماً لشخصي بدلاً من الشخص الذي قد أكونه |
Ben de aynen bu tarzda bir ebeveyn olacağım. | Open Subtitles | ذلكَ تماماً النوع من الآباء الذي أريد أن أكونه. |
Kim olmadığımı biliyorum. İçki içmiyorum. | Open Subtitles | . أعلم من الذى لا أكونه لست مُدمنا ً للشراب |
olabileceğim kişiyi, hatalarla dolu yanımı değil. | Open Subtitles | شخص يمكنني أن أكونه وليس فقط الأخطاء التي ارتكبتها |