Mutlu olmamı istediğini, ona bir şey borçlu olmadığımı falan. | Open Subtitles | قال لي أنه يردني أن أكون سعيدا وأن لا أشعر بأنني مدين له بأي شيء |
Bak, o sadece benim Mutlu olmamı istiyor... ve senin de öyle olman gerekir, sen benim annemsin, lanet olası! | Open Subtitles | انظري، إنها تريد فقط أن أكون سعيدا ويجب عليك أيضا، انت أمي، اللعنة |
Mutlu olmamı istemen falan, hepsi laftaydı sadece. | Open Subtitles | كل ذلك الحديث عن الرغبة لي أن أكون سعيدا كان مجرد كلام. |
Hayır, ben sadece mutluyken gülerim. | Open Subtitles | كلا، كلا، أنا أبتسم فقط عندما أكون سعيدا. |
Hayır, hayır. Neden sizin adınıza mutlu olmayayım? | Open Subtitles | لماذا لا أكون سعيدا لك ؟ |
Ama eğer gazetelerde bir şey okursam, çiftçilerin tasarruflarının acımasız bir banka soyguncusu tarafından çalındığını, mutlu olmam. | Open Subtitles | ولكن إذا قرأت عن هذا فى الجرائد لو قرأت عن مدخرات الفلاحين التى تمت سرقتها بواسطة سارق معدوم القلب ، فلن أكون سعيدا |
Ve ben bir devlet üniversitesinde mutlu olabilirim. | Open Subtitles | ويمكنني أن أكون سعيدا في الكلية العامة |
Cünkü benim Mutlu olmamı istemiyorsun. | Open Subtitles | لأنك لا تريد مني أن أكون سعيدا. |
Bununla Mutlu olmamı bekleme. | Open Subtitles | لا تتوقع ان أكون سعيدا بهذا |
Mutlu olmamı istiyor. | Open Subtitles | تريدني أن أكون سعيدا |
mutluyken yazı konusunda berbatlaşıyorum. | Open Subtitles | - أنا سئ عندما أكون سعيدا يجب عليك أن تكون بائسا لتقوم بالكتابة |
Ben mutluyken terlerim. | Open Subtitles | أنا أتعرق عندما أكون سعيدا |
- Neden olmayayım ki? | Open Subtitles | لما لا أكون سعيدا ؟ |
Belki de Fez için mutlu olmam daha iyi olur. | Open Subtitles | أجل ربما يجدر أن أكون (سعيدا من أجل (فاز |
Evet. Normalde mutlu olmam lazımdı. | Open Subtitles | أجل , عادة ما أكون سعيدا |