"أكّدوا" - Traduction Arabe en Turc

    • doğruladılar
        
    • doğruladı
        
    • doğrulayın
        
    Adli tıbba sordum ve yaranın dağlandığını doğruladılar. Open Subtitles تفقدت مكتب الطبيب الشرعي وقد أكّدوا لي أن ذلك الجرح تم كويه
    Satıştan elde edilen gelirin, kadının oğluna aktarıldığını doğruladılar. Ne kadar sence? Open Subtitles ولقد أكّدوا أن الجميع المال الذي حصلت عليه من بيعها ورثه ابنها، خمّنوا المبلغ؟
    Ayrıca tıpkı söylediği gibi Melanie'nin orada olduğunu da doğruladılar. Open Subtitles أكّدوا أيضاً أنّ (ميلاني) كانت هناك أيضاً، مثلما قال تماماً.
    Polis az önce ölüm sebebinin boyun kırılması olduğunu doğruladı. Open Subtitles الشرطة الآن أكّدوا أنّ هناك حالة وفاة برقبة مهشّمة
    Başka bir kardeş, aslında, olduğunu hikayenizi doğruladı. Open Subtitles لقد أكّدوا قصتك أنه قد كان هناك شقيقة أخرى
    Solucanı onun yarattığını doğrulayın ve nasıl durduracağımızı öğrenin. Open Subtitles أكّدوا أنه من قام بصُنع الفيروس وحاولوا معرفة كيفية تدميره
    Uçuş 408'in hacklendiğini doğruladılar. Open Subtitles أكّدوا بأنّ الطائرة 408 تمّ اختراقها.
    Bu yüzyılın başlarında evrenin dış alanlarını inceleyen bilim insanları, sıcak, yoğun, büyük bir patlamayla başlayan bir evrenden bekleyeceğiniz gibi yalnızca her şeyin birbirinden uzaklaşmakla kalmayıp aynı zamanda evrenin genişlemesinin hızlanıyor gibi göründüğünü doğruladılar. TED في مطلع هذا القرن، العلماء الذين يدرسون المراكز الخارجية للكون أكّدوا أنه ليس فقط كل شيء يتحرك بعيداً عن الأشياء حوله، كما نتوقع حدوثه في الكون الذي بدأ من الانفجار العظيم، إلا أن تمدد الكون يبدو أنه في تسارع.
    Bu yüzden önce bağlantı kuramadım ancak telefondaki laboratuvardı ve iki cinayette de aynı bıçağın kullanıldığını doğruladılar. Open Subtitles لهذا أنا لم أجعل الإتّصال في باديء الأمر، أمّا... لكن ذلك كان المختبر على الهاتف... وهم أكّدوا بأنّه كان نفس السكين في كلتا حالات القتل.
    Orayı aradığımda, Mandy'nin iş çıkısında oraya bir paket bırakmak için yolda olduğunu doğruladılar. Open Subtitles عندما اتّصلتُ بهم، أكّدوا لي أنّ (ماندي) كانت في طريقها إليهم لإلقاء شيء في صندوق الساعات الإضافيّة.
    Konuklardan birkaçıyla konuştum, Regina'nın anlattıklarını doğruladılar. Open Subtitles إذن تحدّثتُ لبعض من ضيوف الحفلة الآخرين، ولقد أكّدوا قصّة (ريجينا).
    Dün bırakılan sevkiyatın, Kevin tarafından, Fairfax'deki evine çok uzak olmayan bir cenaze evine gönderildiğini doğruladılar. Open Subtitles أكّدوا حدوث عملية شحن الجثة يوم أمس، (أُرسلت بواسطة (كيفن، إلى دار جنازات ليست بعيدة عن شقّته (في (فيرفاكس.
    İş arkadaşları 19.30-23 saatleri arası beraber bir şeyler içtiklerini doğruladı. Open Subtitles زملاؤها أكّدوا أنّها وصلت للشرب في الساعة الـ7: 15، وغادرت في الساعة الـ11: 00.
    Ben doğruladı ben aldığım para Bu miktar tahmin miras oğlunu satabilir? Open Subtitles ولقد أكّدوا أن الجميع المال الذي حصلت عليه من بيعها ورثه ابنها، خمّنوا المبلغ؟
    Arayan el yazısı analistiydi. Renny'nin kitabın gelirini Marcum'a devretmek için kontratı imzaladığını doğruladı. Open Subtitles محلليّ الكتابة أكّدوا أنّ (ريني) وقعدَ العقد و قامَ بتحويل عائدات الكتاب إلى (ماركوم)
    Yönetici, kapıdaki kadın, hatta garson bile Anita'nın tüm gece orada olduğunu doğruladı. Open Subtitles المُدير، والمُضيفة، وحتى النادل أكّدوا أنّ (أنيتا) كانت هُناك طوال المساء.
    Çatı ekibi, konumunuzu doğrulayın. Open Subtitles أكّدوا مواقعكم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus