| Bu yüzden, onlara bir göz attım ve siz de bakarsanız bunun bir yetişkin tarafından imzalanmadığı apaçık ortada. | Open Subtitles | فألقيت نظرة عليهم واذا ألقيت أنت نظرة من الواضح أن هذه الاستمارة لم يتم توقيعها من قبل شخص بالغ |
| Ön cam kapıdan fırlayıp kendimi taze çimlerin üzerine attım. | TED | قفزت من الباب الأمامي و ألقيت بنفسي على سجادة العشب الأخضر. |
| Ve bir hikaye uydurup altımızı bir kıyma makinesine attın. | Open Subtitles | فاختلقت لنا قصة و ألقيت بنا نحن ال 6 فى هذة الورطة |
| Çöp odasındayken ona topunu fırlattım o da duvardaki düğmeye çarptı. | Open Subtitles | أنا ألقيت له الكرة في غرفة البضائع وهو من ضغط الزر |
| Konuşmayı 2004 yılında Iowa Üniversitesi'nde ve Amerikan Jeofizik Birliği'nin 2005 toplantısında yaptım. | TED | ألقيت المحاضرة في جامعة ولاية ايوا سنة 2004 وفي اجتماع سنة 2005 للاتحاد الجيوفيزيائي الأمريكي. |
| - Yanlış yaptın demiyorum ancak onları yakalamış olsaydın daha iyi olurdu. | Open Subtitles | لكنك لو ألقيت القبض عليهم لكان وضعك أفضل |
| Ama onu üç saniyede çöpe attım. | Open Subtitles | ثم ألقيت بالفكرة فى سلة المهملات بعد ثلاث ثوانى |
| Cezalı bir köleyken kendimi Firavun'un huzurunda ayaklarına attım. | Open Subtitles | و عندما أصبحت عبدا مدانا ألقيت بنفسى تحت قدميك أمام حاشية فرعون |
| Cezalı bir köleyken kendimi Firavun'un huzurunda ayaklarına attım. | Open Subtitles | و عندما أصبحت عبدا مدانا ألقيت بنفسى تحت قدميك أمام حاشية فرعون |
| o kadar kızdım ki, bütün eseri şömineye attım. | Open Subtitles | ألقيت الباقي في النار لقد جعلني في قمة الغضب |
| Olmalı Rich. Onu buraya kendim attım. | Open Subtitles | عليه أن يكون هنا , ريتش لقد ألقيت به بنفسي |
| Küçük iş teklifime göz attın mı? | Open Subtitles | هل ألقيت نظرة على عرض العمل الصغير من أجلى؟ |
| Yatağın için Odie'yi zalim dünyaya attın. | Open Subtitles | ولتفعل ذلك، ألقيت أودي خارجا في البرد، أيها العالم القاسي ؟ |
| Bu saçmalık. - Faturayı yine attın. | Open Subtitles | الآن أصبح الأمر مضحكاً لقد ألقيت الإيصال مرة أخرى. |
| Usturayı alıp, uzağa fırlattım. Ama kıl payı kurtulduk. | Open Subtitles | لقد أمسكت به و ألقيت به بعيداً لكن كان هذا نداء قريب |
| Topu fırlattım, bütün saha boyunca. | Open Subtitles | و كذلك أيضا كما تعرفين ألقيت عليه شئ وهمى خدعته تماما |
| 6. bölüme bir bakar mısın? Sanırım fazla düzeltme yaptım. | Open Subtitles | هلا ألقيت نظرة على الفصل السادس أعتقد أن المقاطع فيه عميقة |
| Karını dövdüğün gece de bir konuşma yaptın mı, Clinton? | Open Subtitles | هل ألقيت خطاباَ ليلة ضرب زوجتك " كلينتون " ؟ |
| Size yardımcı olmak isterdim ama aylar önce atmıştım. | Open Subtitles | أودّ أن أساعدكم يارفاق , و لكنّي ألقيت بهذا الزوج من الأحذية بالشهر الماضى. |
| - Evet, bataklığım! O yaratıkları attığın bataklık! | Open Subtitles | مستنقعي، حيث ألقيت بمخلوقات الحكايات الخيالية |
| Rüyasında avluya uçaktan büyük paketler atılmış. | Open Subtitles | كان يحلم أن حزم كبيرة محملة بالمظلات ألقيت في الفناء. |
| Madam, sakıncası yoksa, şuradaki şu gevşek kulpa bir göz atabilir miyim? | Open Subtitles | سيدتي لن تمانعي لو ألقيت نظرة سريعة داخل السحاب ؟ |
| Az önce pencereden 5000 avro fırlattın! | Open Subtitles | لقد ألقيت لتوّك خمسة آلاف يورو من النافذة. |
| Onu kurtarmak istediysen, neden onu hastanenin kapısına atıp kaçtın? | Open Subtitles | لو كنت تُريد إنقاذ حياتها، فلمَ ألقيت بها خارج مُستشفى؟ |
| Bu yer, ilk cesedin atıldığı yere çok da uzak değil. | Open Subtitles | هذا المكان يبعد أميال قليلة عن طريق المزرعة التي ألقيت فيها الضحية الأولى |
| Adil olmak gerekirse, tüm o şeyleri ona siz attınız, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً , لأكون مٌنصفاً لقد ألقيت كل تلك الأشياء عليه, إتفقنا ؟ |