Çalıntı elmasları büstiyere yerleştirecek kadar ahmak bir adamdır. | Open Subtitles | ذلك النوع من الرجال الغبي لدرجة أن يضع ألماساً مسروقاً على صدرية |
Çalıntı elmasları satmaya çalışan bir adam geldi. | Open Subtitles | لدي شخص في المحل يحاول بيعي ألماساً مسروقاً |
Tabii elmasları taşımıyorsa başka. | Open Subtitles | إلا إذا كان لايحمل ألماساً |
O kadar soğuk ki, içenin dişlerini elmasa çevirecek cinsten. | Open Subtitles | النبع بارد جداً لدرجة أن أسنانك تصبح ألماساً |
O dediğin, elmasa sahip olmak kadar imkânsız. | Open Subtitles | و ربّما ستقول ألماساً أيضاً. |
elmasları yerlere-- | Open Subtitles | أنت توقعين ألماساً |