Kalp kırıklığı öylesine ciddi bir duygusal acıya sebep oluyor ki aklımız bize sebebinin de aynı ölçüde ciddi olması gerektiğini söylüyor. | TED | يُحدث تحطم القلب ألمًا عاطفيًا حادًا، وتقول لنا عقولنا بأن السبب يجبُ أن يكون حادًا بالتساوي. |
Bir miktar acıya katlanabilecek durumdaysan karşılığında olağanüstü boyutta bir güç alırsın. | Open Subtitles | ،إن وسعكم تحمّل ألمًا شديدًا .فستتلقّون قوّة هائلة |
Ne kadar acıya sebep olursa insanların ondan nefret etmesi için daha çok sebep çıkıyor. | Open Subtitles | وكأنّه كلّما سببًا ألمًا زادت أسباب كره الناس له. |
Bir kökene bile tarif edilemez bir Acı ve işkence edeceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّه سيُنزل ألمًا لا يوصف وعذابًا حتّى بالنسبة لمصّاص دماء أصليّ. |
Kusura bakma. Bu canını piç gibi acıtacak. | Open Subtitles | آسفة، ذلك سيؤلمك ألمًا عظيمًا. |
Ama sırf hayatımı kurtarmak için bu kadar acıya sebep olmuş birinin serbest kalmasını da istemiyorum. | Open Subtitles | لكنني لا أريد ترك شخص سبب ألمًا كثيرًا يتحرر لمجرد إنقاذ حياتي |
Bu bıçak kara büyüyle kaplı. Sonsuz acıya sebep olacak. | Open Subtitles | هذا النصل مشبع بسحر أسود، وسيسبب ألمًا لا يفنى. |
Vicdana sahip insanlar için, Acı vermek öldürmekten daha zordur. | Open Subtitles | بالنسبة لذوي الضمير، فإنّه يُنزل ألمًا أشدّ مما يُنزله القتل. |
Yıllar sonra annemde omuzda Acı ve sertliğe yol açan donmuş omuz hastalığı ortaya çıktı. | TED | وبعد عدة سنوات، عانت أمي من الكتف المتجمد، وهو يُحدث ألمًا وتشنجًا في الكتف. |
Tek bildiğim onun korktuğu yalnız olduğu ve çok Acı çektiği. | Open Subtitles | كلّ ما أعلمه هو أنّه خائف ووحيد ويشعر بألم عظيم. إنّه يعاني ألمًا شديدًا. |
Bu canını piç gibi acıtacak. | Open Subtitles | -هذا سيؤلم ألمًا جمًّا . |