Ben hâlâ, Gözlerinizin önünde dünyayı yeniden yaratan sözlerin sahibiyim. | Open Subtitles | ما زلتُ الرجل الذي يُصاغ بأمره العالم المنسدل أمام أعينكم. |
İlerlemeye devam edin, bir gün, Gözlerinizin önünde o efsanevi şey belirecek. | TED | و يمكنكم فقط مواصة المسير، ومن ثم يمكنكم رؤية هذا الشيء الاستثنائي ماثل أمام أعينكم. |
Gözlerinizin önünde deli gömleği giydirilecek ve bulutların arasına havalanacak. | Open Subtitles | سيكتف نفسه داخل سترة أمام أعينكم. ثم يعلو للسحاب |
Bu adam senin kocanı gözünün önünde öldürdü. | Open Subtitles | الرجل الذى وقف لأجلكم قُتل أمام أعينكم |
Bu yüzden hiç üzülmediniz hatta kurt gözünüzün önünde parçalandığında bile. | Open Subtitles | ذلك هو لماذا أنتم حزنتم بقوة حتى عندما وولف تحلل أمام أعينكم |
Hayatının gözlerinin önünde yanıp sönmesi gibi. | Open Subtitles | حسناً، بشأن حياتكم تومض أمام أعينكم أو ما شابة. |
Ve şimdi de bayanlar, baylar, gözlerinizin önüne çağdaş sihrin yetenek isteyen bir mucizesi gelecek. | Open Subtitles | و الآن .. سيداتي و سادتي .. معجزة أصيلة في السحر الحديث أمام أعينكم المجردة |
Gözlerinizin önünde, işgalciler tapınağı ele geçiriyor! | Open Subtitles | تُفترس، أمام أعينكم ويستولي الغزاة على معابدها |
Belki de -- projenin bir kısmı hala devam etmekte, çünkü bu şu an Gözlerinizin önünde biyolojik olarak çözünüyor. | TED | إنها على الأرجح -- جزء من المشروع لا يزال قيد الإنجاز، لأن هذه هي في الواقع تتحلل أمام أعينكم. |
Ty'ın evrime küçük bir örnek olarak ufak bir tür evrim oluşturduğu evrişim programını Gözlerinizin önünde gördünüz. | TED | وقد رأيتم المثال التطوري الصغير لTy حيث أجرى نوعاً من التطور في برنامج الضغط أمام أعينكم. |
Gözlerinizin önünde boyutunun yaklaşık bin katına çıktığını göreceksiniz. | TED | سترونها تزداد في الحجم بحوالي ألف مرة أمام أعينكم . |
Ancak ilk vuruşta büyük yalanın Gözlerinizin önünde parçalandığını göreceksiniz! | Open Subtitles | لكن، من الضربة الأولى، سترون الكذبة الكبيرة... تندثر أمام أعينكم! ... |
Bu akşam, bu gücü kullanıp, Jennie'yi Gözlerinizin önünde yok edeceğim. | Open Subtitles | الليلة، سأستخدم هذه القدرة لأجعل (جيني) تختفي من أمام أعينكم |
Bir Titanik durumunu, diğer bir duruma aktarmak istediğimi söylerken kastettiğim buydu. Görüntüyü bir kerede oynatacağım. (Müzik) Umduğum şey, Gözlerinizin önünde erimesiydi. | TED | هذا ما كنت ألمح إليه عندما كنت أقول بأني أرغب في انتقال سحري من حالة تيتانيك إلى أخرى. سأريكم مرة واحدة المشهد. (موسيقى) (موسيقى) ما كنت أرجوه هو أن يذوب المشهد أمام أعينكم. |
Evet, bu sabah Arlington Meydanı'nda gözünün önünde birisi vurulduğundaki gibi. | Open Subtitles | حسناً ، دليلاً تسبب في تعرض رجل للقتل أمام أعينكم في مُربع (أرلينجتون) بصباح اليوم |
Evet, bu sabah Arlington Meydanı'nda gözünün önünde birisi vurulduğundaki gibi. | Open Subtitles | حسناً ، دليلاً تسبب في تعرض رجل للقتل أمام أعينكم في مُربع (أرلينجتون) بصباح اليوم |
Kim bilir, gözünüzün önünde başka hangi sırları çaldı? | Open Subtitles | فمن يدري كم من الأسرار قد سرق خلال هذه الفترة، أمام أعينكم. |
Simyacı büyüsünü gözünüzün önünde yapıyor ve hamur müthiş bir el yapımı erişteye dönüşüyor. | Open Subtitles | الأفعال الكيميائية هى سحره ...و أمام أعينكم تحولت العجينة إلى مكرونة لذيذة |
Bu gözlerinin önünde oluyor. | Open Subtitles | يحدث هذا أمام أعينكم. |
- ...gözlerinizin önüne serilecek. | Open Subtitles | أمام أعينكم! |