Bu özellikle doğru, çünkü en azından teoride tersine sürücü denilen şeyi yapmak da oldukça kolay olmalı. | TED | وهذا أمر صحيح من الناحية النظريّة على الأقل، يجب أن يكون من السهل بناء ما يُطلق عليه التغيير الانعكاسي. |
Başlamak için cesur bir yol evet, ama doğru. | TED | طريقة جريئة لبدء حديث ما، نعم، لكنه أمر صحيح. |
Bu doğru sanırım, insanlar birbirlerini tanıyamıyorlar. | Open Subtitles | أمر صحيح أن الناس لا يعرفون حقا بعضهم البعض |
Burada olanların doğru olduğuna inanmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس بإمكانك أن تصدق أن ما يحصل هنا أمر صحيح |
Ki doğru. | Open Subtitles | و هو أمر صحيح و لكني لا يمكني تحمل أنه قال هذا |
Sızmıştım, genelde öyleyim zaten. Bu doğru. | Open Subtitles | لقد كنت هكذا، وعادة أنا كذلك وهذا أمر صحيح |
Minyon olmanla ünlüsün ve bu doğru. Baksana. | Open Subtitles | أنت مشهور بقصر قامتك، وهو أمر صحيح كما ترى. |
Bunu doğru olduğunu düşünmüyorum. Ama buraya geldim... | Open Subtitles | لا أعتقد بأن هذا أمر صحيح لكني أظن بأني أتيت إلى هنا، صحيح |
Hoş bir kız kardeşininizin olduğunu söyleyeceksiniz ki bu doğru sonra da buraya gelip sizinle birlikte yaşayacağını söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | حسناً, قولي له بأن لك أخت محبوبة وهذا أمر صحيح وعندها أخبريه |
Bazı insanlar tarafından bu canlı, dünyadaki en tehlikeli hayvan olarak anılmakta; ki maalesef bu doğru. | TED | هذ الحيوان قد دعاه البعض من الناس بأخطر حيوان على الأرض... وهو للأسف أمر صحيح. |
Ama bunun doğru olduğu anlamına gelmez, baba. | Open Subtitles | و لكن هذا لا يعني أنه أمر صحيح يا أبي |
- Ki bu doğru. Bak... Ne yapmamı istiyorsun? | Open Subtitles | و هو أمر صحيح ماذا تريدين مني أن أفعل؟ |
Şimdi şöyle düşünüyor olmalısınız," Bu kadın şimdi 'savunma' ve 'askeriye' kelimesini çok fazla kullandı," ancak ilginç olan ise bunun her sektörde ve her bakanlıkta gerçekten doğru olduğu. | TED | الآن ربما تقولون : "حسنا، لقد قالت للتو كلمتي " دفاع" و"جيش" كثيرا بشكل سيء" ولكن ما يثير الاهتمام حقاً أن هذا في الواقع، أمر صحيح في قطاع بعد القطاع وإدارة بعد إدارة. |
- Sevmesine gerek yok. - doğru. | Open Subtitles | لا يشترط أن يحبها - هذا أمر صحيح - |
Bize söylediğin tek doğru şeydi. | Open Subtitles | هذا أمر صحيح واحد أخبرتنا به |
Aslında doğru. | Open Subtitles | إنه أمر صحيح في الواقع |
Hayatınla ilgili her şeyi bilmiyorum, bu doğru ama eski bir CIA ajanı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي، لا أعلم كلّ الحقائق عن حياتك، ذلك أمر صحيح لكنّي أعلم أنّك ضابطة سابقة في الاستخبارات "بوسعي الدخول على بحث "غوغل لديّ فكرة ما عمّا تتحدثين |
- Bu doğru, Anne. | Open Subtitles | انه أمر صحيح يا "ما" ؟ |
Bu doğru. | Open Subtitles | إنه أمر صحيح |
Evet, doğru. | Open Subtitles | هذا أمر صحيح |