"أمر مستحيل" - Traduction Arabe en Turc

• imkânsız
• İmkansız
• mümkün değil
• imkansız

Etrafımızdaki harikaları düşünürsek bu imkânsız.
أمر مستحيل عندما نفكّر في العجائب المحيطة بنا.

Bilemiyorum. Belki de imkânsız olduğundandır, salak herif.
لا أعلم، ربّما لأنّه أمر مستحيل أيّها الغبي.

- Ama sağlam bir teori. Bu yüzden Ordu'ya bunun imkânsız olduğu yalanını söylüyoruz.
لكنّها نظرية جيّدة، ولهذا نكذب على الجيش ونقول لهم أنّه أمر مستحيل.

Biz gizliliğin dijital medyada imkansız olduğunu varsayarken sevgilisinin aşırı çirkin davranışını görmezden geliyoruz.
وعندما نفترض أن الخصوصية أمر مستحيل في وسائل الإعلام، فنحن نتغاضى عن التصرف والسلوك السيء الذي قام به صديقها.

Teklifinizle bana bahşettiğiniz onur için size teşekkür ederim. Fakat bunu kabul etmem katiyen imkansız.
أنا أشكرك على تشريفى بهذا العرض ولكن قبولى اياه أمر مستحيل

Bir sürüyle karşı karşıya kaldığınızda hayatta kalmanız mümkün değil.
و إن قابلت جماعةً , النجاة بكل بساطة أمر مستحيل.

Gördüğüm, duyduğum ve dokunduğum her şeyin imkânsız olduğunu öğrendiğime sevindim.
يسرني أن كل شيء أراه وأسمعه وألمسه هو أمر مستحيل

- İyi de bu imkânsız. - Beklenmedik dersen evet.
ـ حسناً، هذا أمر مستحيل ـ غير محتمل، أجل.

Onunla savaşmak imkânsız. Kaçmanın da bize bir faydası dokunmaz.
قتاله أمر مستحيل الهرب كان أفضل وسيلة للنجاة

Ama onun böyle bir şey yapacağını düşünmek imkânsız.
ولكن للتفكير أنها سوف تفعل شيئا من هذا القبيل أمر مستحيل.

Kendini tamir eden araba bilimsel olarak imkânsız bir şey.
علميا أمر مستحيل سيارة تصلح نفسها بنفسها

Ama bu karda yürümek imkânsız.
ولكن المشي في هذا الجو أمر مستحيل

Colin'in odasının önünden geçiyordum ve... Bu imkânsız, Başmüfettiş.
"لقد كنت أمر من جانب غرفة "كولين انه أمر مستحيل يا سيدي المفتش

Nasıl yapabilirim ki? 10 tane yapmak bile imkansız.
كيف يمكننى أن أقوم بذلك حتى لف عشرة علب أمر مستحيل

Yaşananlar düşünülünce bu imkansız görünüyor değil mi?
برغم ذلك فهذا أمر مستحيل للغاية، أليس كذلك؟

Yaşananlar düşünülünce bu imkansız görünüyor değil mi? Zor.
برغم ذلك فهذا أمر مستحيل للغاية، أليس كذلك؟

Bu güçlü etkinin mevcut olmadığı tasarruf davranışı bulmamak neredeyse mümkün değil.
إنّه تقريبا أمر مستحيل أن لا تجد سلوكا ادّخاريّا غير متأثّر بهذا العامل.

Şarkı onu nasıl bagajda taşıdığımı tarif ediyor ki, bu mümkün değil.
حسنا، الأغنية تصفُ كيف أني حملتُها الى صندوق السيارة والذي هو أمر مستحيل