"أملت أن" - Traduction Arabe en Turc

• umuyordum
• ummuştum
• umdum
• umuyorum
• çıkaracağınızı umuyor

Bana başka birinin işlerini hatırlattı. Senin farklı olacağını umuyordum, dostum..
ما ذكّرني بصنيع يدي شخص آخر، وقد أملت أن تكون مختلفًا.

Aslında... bunu bugünkü törende giymeni umuyordum.
حقيقة .. لقد أملت أن ترتديه في الحفل اليوم

Saat 3:00 soygununu kaçırırız diye umuyordum.
أملت أن يفوتنا سطو الساعة الثالثة المسلح

Çocuklardan birkaçının yasağa rağmen cesur davranıp, veda etmeye geleceğini ummuştum. Ama olmadı.
لقد أملت أن يتحدى بعض الأولاد المنع ويأتوا لوداعي، لكن ما من أحد

Ama aslında eve bir tabutun içinde gelmesini umdum.
.. لكنّ، بأعماقي . أملت أن يعود إلى الوطن داخل تابوت

Bir şekilde Amanda'nın evde olmasını, yaşadıklarımın bir parçası olmamasını umuyordum.
لقد أملت أن تكون أماندا في بيتها و ألا تكون جزءا من الذي حدث لي

Dağınıklık için bağışla. Sen gelmeden evvel halletmeyi umuyordum.
يجب أن تعذر الفوضى، أملت أن تكتمل هذه الأعمال قبل وصولك

Bana bir iyilik yapıp kendisiyle bir buluşma ayarlayacağınızı umuyordum.
أملت أن تستدني معروفًا بترتيب لقاء لي معه.

Atalarımız, yeterli inancın olmadığını söylemişlerdi. Yanıldıklarını umuyordum.
الجدّات قُلن أنّك لا تؤمنين كفايةً، أملت أن يكُنّ على خطأ.

Dünyanın öfkeli çetelerden bıktığını umuyordum.
أملت أن يكون العالم قد اكتفى من الحشود الغاضبة

Onu yok etmemde bana yardımcı olacağını umuyordum ama bu mümkün değil.
أملت أن تساعدني على تدميره، لكن ذلك مُحال.

Bunu duymayı umuyordum. Seni seviyorum.
أملت أن تقول تلك الكلمات ، أُحبك

Şimdiye kadar bir hastanede olmasını umuyordum.
‫أملت أن يكون الٓان في المستشفى

Ama bunları aştığımızı umuyordum.
لكن أملت أن نكون قد تخطينا هذا كله

Bana yardım edebilirsin diye umuyordum.
أملت أن أتمكن من إقناعك بمساعدتي

Evet. Lex'in onu benim için arayacağını umuyordum.
نعم أملت أن يتصل ليكس به لأجلي

Artık barıştıklarına göre Francis'in, Ross'un rehberliğine başvuracağını ummuştum.
منذ أن تصالحا.. أملت أن فرانسيس سيلجأ إلى روس للإرشاد.

ummuştum iskorbütünü iyileştirir diye
الذي أملت أن يعالج داء الإسقربوط الذي أُصبت به

umdum ki o şekilde tutarak hava yolunun tıkanmasını engelleyerek boğulmasını önleyebilirim.
أملت أن إمساكي له بهذه الطريقة سأحافط على مجرى الهواء، وأمنعه من الإختناق.

Donanma subayı, o yüzden NCIS'in yardım edeceğini umuyorum.
إنه من البحرية، ولهذا أملت أن تستطيع الشعبة مساعدتنا.

Teminatlı hasarı en üst düzeye çıkaracağınızı umuyor...
"أملت أن تقلّص الضرر العرضيّ"