"أمهاتهم" - Traduction Arabe en Turc

• anneleri
• annelerinin
• annelerini
• anneleriyle
• annelerinden
• annelerine
• annesinin
• annesi
• annesiyle
• anneleridir
• bebekler

anneleri işten dönene kadar onlara bakıyorum. Çoğunun babası yok.
أرعاهم حتى تعود أمهاتهم من العمل، لا يملك أغلبهم آباء.

Hep diğer insanların anneleri tarafından sarıldıklarında hissettikleri şefkati anlamak istedim.
أردت دائماً فهم الشعور اللي يحس به الناس عندما تعناقهم أمهاتهم

İlk olarak kendi annelerinin sesini öğreniyorlar.
بادئ ذي بدء، يتعلمون نبرة أصوات أمهاتهم.

annelerini veya en iyi arkadaşlarını savunmuyorlar.
فلا يساندون أمهاتهم أو أصدقاءهم المقربين.

Ve Yunanistan'da bilmeden anneleriyle evlenen erkeklerin göz kapaklarını kestiklerini görüyorum.
والمسرحيات الإغريقية حيث يجب أن يقتلعـوا عيونهم لأن تزوّجوا أمهاتهم بالخطأ

Ne biçim insan bunlar, çocuklarını annelerinden ayırıyorlar? Ben... Üzgünüm.
أي نوع من الناس الذين يأخذون الأطفال من أمهاتهم ؟ أسفة

annelerine onları bu berbat dünyaya getirdikleri için, sövmeye nedeni var.
حمل سلاحه بهذه الحالة نائب هاربر سوف يقومون بسب أمهاتهم

Bunun anlamı, anneleri tarafından neyi yemenin güvenli olup olmadığı konusunda fetüslerin iyi bir şekilde eğitildiğidir.
هذا يعني أن الأجنة يتم تعليمها بشكل فعال من قبل أمهاتهم حول ما هو آمن وجيد للأكل.

Onlar anneleri gibi giyinirler. Çocuklar için tehlikedirler.
ويلبسون مثل أمهاتهم وإنهم خطرون على الأطفال

Çocukları annelerinin haykırışları arasında kollarından söküp aldılar sonra da anneleri dövdüler.
انتزعوا الأطفال من بين أحضان أمهاتهم المفجوعات ثم أبرحوا الأمهات ضربًا

Ama anneleri bu gece burada olmayan çocuklara haksızlık olmaz mı?
ذلك لن يكون عدلاً لبقية الطلاب الذين لا توجد أمهاتهم هنا, اليس كذلك؟

Örneğin yavru mavi balinalar annelerinin karnında neredeyse bir yıl kalırlar.
فعلى سبيل المثال تمضي صغار الحوت الأزرق عامًا كاملًا في أحشاء أمهاتهم.

bebekler yaşıyor ve gelişiyor çünkü annelerinin sütü onların besini, ilacı ve uyarımı.
يعيش الأطفال ويكبرون لأن حليب أمهاتهم غذاء ودواء وإشارة.

annelerinin tecavüze uğradığını ve babalarının parmaklarının doğrandığını gören çocuklarla çalışıyorum.
أعمل مع الأطفال الذين رأوا أمهاتهم يُغتصبن، وأصابع آبائهم تُقطع.

LS: Tamam Laura, ama tabii ki bebekler annelerini severler.
لورا: حسنا، يا لورا، بطبيعة الحال الرضع يحبون أمهاتهم.

Su damlacıklarını ve yüzen ayıların hareketlerini yakaladığımı ve sevimli yavruların annelerini takip ettiğini çok net hatırlıyorum.
أتذكر بوضوح التقاط قطرات الماء وتحركها أثناء سباحة الدببة والصغار اللطفاء يتبعون أمهاتهم.

annelerini doğramış gibi görünen gruplarla takıImaya devam et.
تبقين مع الجماعات التي تبدو وكأنها انهم سوف طعن أمهاتهم

Bir buçuk milyonu aşkın çocuk, anneleriyle birlikte büyük şehirlerden kırsala gönderildi.
الأطفال و أمهاتهم الذين تم أجلائهم عن المدن قدر عددهم بمليون و نصف المليون نسمه

Çocuklar annelerinden bir şey gizleyemezler.
لايستطيع الأبناء إخفاء أي شيء عن أمهاتهم

Sadece bir öpücük konduruyor, aynı gerçek bebeklerin annelerine yaptığı gibi.
فقط تضم فمها ليقبل كما يفعل الأطفال الحقيقيون مع أمهاتهم

Gelecek altı ayını, annesinin yağlı ve yoğun sütünden günde 225 litre içerek geçirecek.
ستقضي الأشهر ال6 القادمة تشرب يومياً 225 لترًا من حليب أمهاتهم الدسم وثخين القوام.

Üç liderimin annesi de burada mı?
ثلاثة من قوادي توجد أمهاتهم في هذا المكان ؟

Bu piç yaşadıklarını ben yüz dolar bahse Tek başına ya da annesiyle kaybedenler terk edenlerdir anneleriyle birlikte yaşamaya eğilimli
أراهن بمئة دولار أن هذا الوغد يعيش لوحده أو مع أمّه الخاسرون الحقيقيون هم أولئك الذين يميلون للعيش مع أمهاتهم

Bu ya eşleri, ya çocukları ya da anneleridir.
إما زوجاتهم أو أطفالهم أو أمهاتهم